2. Hukuk Dairesi 2014/17265 E. , 2015/8436 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından, kusur belirlemesi, davacı yararına hükmedilen nafakalar, tazminatlar ve vekalet ücreti yönünden; davacı tarafından ise, katılma yoluyla lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 27.04.2015 günü duruşmalı temyiz eden davalı ..... vekili Av. .... ve karşı taraf temyiz eden davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, duruşma için taktir olunan 1.100,00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60"ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi tazminat yönünden oyçokluğuyla, diğer yönlerden oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Boşanma davası, 5.12.2012 tarihinde açılmıştır. Mahkemece, 23.5.2013 tarihli oturumda verilen ara kararı ile; dava tarihinden geçerli olmak kaydıyla davacı için aylık 5.000 lira tedbir nafakası tayin edilmiş, nihai kararda ise, aylık irat şeklinde 3.500.- lira yoksulluk nafakası, 200.000.- lira maddi, 50.000.- lira manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacı lehine dava süresince tayin edilen tedbir nafakasının aylık tutarı, asgari ücretin yaklaşık altı katı, irat şeklindeki yoksulluk nafakası tutarı ise yaklaşık dört buçuk katıdır.
Davacı, 1971 doğumludur. Taraflar, 3.3.2006 tarihinde evlenmişlerdir. Davacının halen bir geliri bulunmamakla birlikte, evlenmeden önce “manken”lik yaptığı ve ... caddesinde giyim üzerine bir butik işlettiği, ancak bu işini evlendikten sonra bıraktığı, halen Antalya"da bir evinin ve 2006 model Audi marka özel otomobilinin olduğu, kendisinin aylık kirası 1500.-lira olan bir evde kirada oturduğu; davalının ise; İstiklal caddesinde mülkiyeti kendisine ait olmayan bir Restorant işletmekte iken, buradan Aralık 2012"de tahliye edildiği, bir ara kumar işi yaptığı, halen ne iş yaptığı tespit edilememekle birlikte bir kısım tanık beyanlarına göre Kıbrıs"ta gazinolarda çalıştığı, Antalya Döşemealtı"nda 520 m2’lik “arsa” vasfında bir taşınmazının, ..."de evninin, bir otomobilinin ve bir motorsikletinin ve Kartal"da “arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi”ile %50 payını müteahhide devrettiği bir arsasının olduğu, araçlar üzerinde de borçları sebebiyle “haciz” şerhinin bulunduğu, önceki eşinden olan çocuğuna da ayda 950 lira iştirak nafakası ödediği, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır.
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, boşanma sebebiyle zedelenen mevcut menfaatlerin kapsamına, nafakaların niteliğine göre, davacının evlenme şansının yüksek olduğu da nazara alındığında davacı yararına takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi tazminat fazla bulunmuştur. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek daha uygun miktarlarda tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi tazminat tayini gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Hükmün bu yönlerden bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun onama kararına iştirak edemiyorum.