14. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/14370 Karar No: 2010/273 Karar Tarihi: 20.01.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2009/14370 Esas 2010/273 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2009/14370 E. , 2010/273 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.03.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.07.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Vaat borçlusunun mirasçıları olan davalılar sözleşmenin zamanaşımına uğradığını ifa olanağının bulunmadığını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satış vaadine konu 5000 m2. yere karşılık gelen 64964/384000 payın davalıların tapu kaydından iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü davalılar temyiz etmiştir. 49196,50 m2 yüzölçümündeki 20 ada 6 parsel sayılı taşınmaz tapuda ... ili, ... Köyü, ... mevkiinde kayıtlıdır. Taşınmazın bulunduğu alanda imar uygulaması yapılıp yapılmadığı belli değil ise de, yetkili belediye taşınmazın ifraz olanağı olmadığını belirtmiştir. 3194 sayılı İmar Kanununun 18/son maddesi hükmü imar planı uygulamasına geçilmeyen yerlerden çarpık yapılaşmayı önlemeye yöneliktir. Anılan hükümde imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planları ve satış vaadi sözleşmeleri yasaklanmıştır. Şayet satış vaadi sözleşmesinin konusu 3194 sayılı imar Kanununun 18/son maddesi kapsamında sayılan taşınmazlardan değil ise bu sözleşmenin ifası istenemez. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, 20 ada 6 parsel sayılı taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığını sorup saptamak, imar planı kapsamında kalmadığı belirlenirse yukarıda sözü edilen İmar kanununun 18/son maddesi hükmü gereğince sözleşmenin ifası istenemeyeceğinden davayı reddetmek olmalıdır. Değinilen bu husus üzerinde durulmaması doğru değildir. Kabule göre de, sözleşmenin konusu olan 5000 m2. yere karşılık gelen pay bilirkişice 39028/384000 hesaplandığı halde 64964/384000 payın davacı adına tescili de yerinde değildir. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 20.01.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.