Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2172
Karar No: 2017/7282
Karar Tarihi: 12.12.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/2172 Esas 2017/7282 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/2172 E.  ,  2017/7282 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-TENKİS-ECRİMİSİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil, tenkis ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 12.12.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılardan ... ve vekili Avukat ... ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmazsa tenkis ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Muris ..."nin ilk eşinden olma çocukları ... ... , dava konusu 7 nolu parselin satın alma bedelinin mirasbırakan babaları tarafından ödendiği halde ikinci eşi olan davalı ... adına tescil ettirildiğini ve üzerine 3 katlı bina yaptırıldığını, işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali-tescile, aksi takdirde tenkise, ayrıca ecrimisile karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açmışlardır.
    Davalı ..., taşınmazın bedelinin babasının katkıları ve kendi birikimleri ile ödendiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, gizli bağış iddiasının tapu iptali-tescile konu edilemeyeceği, haksız işgal ve tenkis koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karar, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Getirtilen kayıt ve belgelerden; davaya konu 7 parsel sayılı taşınmazın dava dışı üçüncü kişi adına kayıtlı iken 06.01.1992 tarihinde alım suretiyle davalı ... adına tescil edildiği, sonrasında taşınmaz üzerine 3 katlı bina yapıldığı; diğer taraftan, mirasbırakan ... ... "un 05.03.2012 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak ikinci eşi ... ile ilk eşinden olma çocukları ... ... "in kaldığı; ..."in de murisle olan evliliğinin ikinci evliliği olduğu ve onun da ilk evliliğinden çocukları bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Gerçekten de, 01.04.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararının, konusu ve sonuç bölümü itibariyle mirasbırakanın üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcı olduğu, somut olaydaki gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği bulunmadığı, ancak koşullarının varlığı halinde tenkis isteğine konu edebileceği gözetilerek tapu iptali-tescil isteğinin ve buna bağlı olarak ecrimisil isteğinin reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Terditli istek olan tenkis isteğine gelince; mahkemece bu yönde yapılan değerlendirmenin hüküm kurmaya yeterli bulunduğu söylenemez.
    Bilindiği üzere tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmalarının (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul, miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilebilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümünün bilinmesiyle mümkündür. Tereke, miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de terekenin pasifidir. Belirtilen borçların aktiften indirilmesiyle net tereke oluşur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılıp parasal olarak miktarının tesbiti gerekir. Miras bırakanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun(TMK) 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak saptanmalıdır. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.
    Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK"nın 565. maddesinin 1., 2. ve 3. bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde, özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK"nın 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek, davalı mahfuz hisseli mirascılardan ise aynı Kanun"un 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa, davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede düzenlenen alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
    Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde, tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (sabit tenkis oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK 564. md.) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse, bu kısımlar bağımsız bölüm halinde taraflar adına tescil edilmelidir. Eğer gizli bağış yoluyla taşınmaz alınmış ise, taşınmaz değil ödenen değer tenkise tabidir. Bu durumda, ödenen paranın mirasın açıldığı gündeki değerine, o günden karar gününe kadar geçen süre içindeki toptan eşya fiyat endeksleri ile bu süre içinde oluşan nitelik ve imar değişikliği gibi fiyata etkili özel unsurlar hakkaniyet kuralları çerçevesinde uygulanarak değeri hakim tarafından belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.
    Somut olayda, davaya konu taşınmazın alım bedelinin kimin tarafından ödenmiş olduğu husunda bir değerlendirme yapılmamış ve bu husus açıklığa kavuşturulmamıştır.
    Hal böyle olunca, tarafların bildirdiği tüm delillerin toplanması ve dosya içeriği ile birlikte değerlendirilerek taşınmazın alım bedelinin kimin tarafından ödendiğinin açıklığa kavuşturulması; mirasbırakan tarafından ödendiği kanaatine varılması halinde, mirasbırakanın bu tasarrufunda davacıların saklı paylarını zedeleme kastıyla hareket edip etmediğinin saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik değerlendirme ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacıların bu hususa yönelik temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi