Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Üst Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin sadece konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlere ilişkin olduğu belirlenerek yapılan incelemede; 1-Hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Yapılan duruşmaya toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün kısmen istem gibi ONANMASINA, 2-Konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Dosya kapsamına göre; sanığın 18/11/2011 günü akşam saatleri katılana ait 4 katlı müstakil evinin çatı katındaki depo olarak kullanılan yere girip geceyi burada geçirdikten sonra sabah çıkması, 20/11/2011 günü ise 10:00 sıraları, bir gün önce kaldığı çatıda gördüğü katılana ait iki çuval fındığı çalması ve taksiyle götürüp sonrasında satması şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında bir gün arayla gerçekleştirilen konut dokunulmazlığını ihlal eylemleri için TCK’nın 116/4 ve 43/1. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükmünün uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde iki ayrı mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenlerle kısmen isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 31/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.