11. Hukuk Dairesi 2015/10887 E. , 2016/5187 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ........FİKRÎ VE
SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2014
NUMARASI : 2013/112-2014/252
Taraflar arasında görülen davada....... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/11/2014 tarih ve 2013/112-2014/252 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davanın davacısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davanın davacısı vekili müvekkili adına 30. sınıfta tescilli 95575 sayılı ..... ....., 23, 29 ve 32. sınıflarda tescilli 2000/28477 sayılı .... ....., 2005/43000 sayılı ....., 138968 sayılı ..... .... .... ibareli markaların bulunduğunu, .... ..... markasının kullanıldığı ürün ambalajının 2001/02649 sayı ile endüstriyel tasarım olarak müvekkili adına tescil ettirildiğini, müvekkili adına tescilli ..... .... ibareli markanın tanınmış marka olduğunu, davalı adına ..... nezdinde 3.11.2003 tarih ve 2003/29584 sayılı .... ...... + şekil ve 24.1.2005 tarih ve 2005/01728 sayılı .... ibareli markalar bulunduğunu, davalı adına tescilli markaların 556 Sayılı KHK"nın 7/i, 8/4., Paris Sözleşmesi"nin 1. mükerrer 6. maddesi uyarınca müvekkilinin markalarına iltibas yaratacak derecede benzer olması, davalının marka tescilinin kötü niyete dayanması ve KHK"nın 14. maddesi uyarınca kullanılmaması nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek davalı adına tescilli 2003/29584 sayılı ... .... + şekil ve 2005/01728 sayılı ..... ibareli markaların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davanın davalısı vekili, davacının iddialarının yersiz olduğunu, markalar arasında iltibasa mahal verecek düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dayanak gösterdiği markalardan “....” ibareli markanın davalı markalarından daha sonra tescil edildiği, davalı markalarında yer alan “.....” ibaresinin ayrı bir kelime olmadığı, ..... kelimesine eklenildiği ve kelimeyi fiil haline dönüştürdüğü, bu kelimenin başlı başına anlamlı ve ayırt edici nitelikte bulunduğu, bu haliyle davacı markalarıyla iltibasa mahal verir düzeyde benzerlikten söz edilemeyeceği, “....” ibaresinin kimsenin tekeline bırakılamayacağı davalının ürün ambalaj tasarımları bakımından iltibasa mahal verir bir kullanımının olmadığı, davalının tescilinin kötü niyete dayandığının da ispat edilemediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davanın davacısı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davanın davacısı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davanın davacısıvekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 30,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 09/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.