İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 07/06/2016 gün ve 2014/465 Esas 2016/359 Karar sayılı hükmü ile nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar ... ve ...’ün beraatlerine ilişkin hükümler, özel belgede sahtecilik suçu yönünden sanıklar ..., ... ve ...’nin beraatlerine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından, nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar ..., ... ve ...’nin mahkumiyetlerine ilişkin hükümler ile resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar ... ve ...’nin mahkumiyetlerine ilişkin hükümler ve sanık ... hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar; katılan vekili, sanıklar ... ve ...’nin müdafi ve sanık ... tarafından ayrı ayrı temyiz istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/10/2017 tarih ve 2016/367297 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiş, Dairemizin 19/11/2018 gün ve 2017/34964 Esas 2018/8145 sayılı kararıyla sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan tevdii, sanıklar ..., ... ve ... hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükümlerinin onanmasına, sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmünün düzeltilerek onanmasına, nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar ... ve ...’ün beraatlerine ilişkin hükümler ile nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıklar ... ve ...’nin mahkumiyetlerine ilişkin hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir;
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 308.maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"ndan sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden dairemizin beraat hükmünün bozulmasına yönelik yapılan itiraz üzerine dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dairemizce sanık hakkında verilen bozma kararı neticesinde mahkemece bozmaya uyma kararı verilerek yargılamaya devam edilmesi nedeniyle mahkemece sanık hakkında verilecek hükme yönelik olağan kanun yollarına başvuru haklarının kurulacak olan yeni hükümden sonra da ileri sürülmesinin mümkün olması karşısında bu aşamada kanun yolları tüketilmeksizin olağanüstü kanun yoluna başvurulmasının usule aykırı olduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itiraz dilekçesinde belirtilen düşünce yerinde görülmediğinden İTİRAZIN REDDİNE,
Dairemizin 19/11/2018 gün ve 2017/34964 Esas 2018/8145 karar sayılı sanık ... hakkındaki nitelikli dolandırıcılık suçuna yönelik verilen bozma kararının KALDIRILMASINA YER OLMADIĞINA, itirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurul Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17/12/2019 tarihinde üye ..."ün itirazın usulden değil esastan reddi yönündeki değişik görüşü ile oybirliğiyle karar verildi.

Değişik Gerekçe;

CMK’nın 308. maddesi birinci fıkra 2. cümlesinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sanık lehine itirazı için herhangi bir süre sınırlaması öngörülmemesi, her ne kadar Daire kararındaki değinilen hususların hakkaniyet bakımından makul olduğu değerlendirilse bile kanun yoluna başvurulmasının usule aykırı olduğundan bahisle reddedilmesi yerine kanunla verilmiş bir yetkinin sınırlaması sonucunu doğurabilecek bir kabul içermeksizin Dairemizin 19.11.2018 tarih, E: 2017/34964, K: 2018/8145 sayılı bozma ilamındaki gerekçeler ve vaki itiraz nedenleri birlikte değerlendirilerek esastan reddi gerektiği kanaatindeyim.