11. Hukuk Dairesi 2015/10890 E. , 2016/5180 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...... FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2015
NUMARASI : 2013/131-2015/41
Taraflar arasında görülen davada ........ Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/02/2015 tarih ve 2013/131-2015/41 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı .... Holding A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirketin ..... nezdinde tescilli “....”, “....” ve “.....” ibareli tanınmış markalarının bulunduğunu, davalı şirketin 2007/60843 numara ile tescilli “.....” ibareli markasının müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu, davalı markasının müvekkili markalarındaki kelime ve rakam unsurlarının bir araya getirilmesiyle oluşturulduğunu, telaffuzlarının aynı sesleri içerdiğini ve anlamsal açıdan da müvekkili tescilli markaları ile karıştırılacağını, davalı markasının tescilli olduğu sınıflar ile müvekkili markalarının tescilli olduğu sınıfların örtüşür nitelikte olduğunu, taraf markalarının karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu ileri sürerek davalı adına tescilli “.......” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; taraf markalarının benzer olmadığını, müvekkil markası ile davacı markalarının ürün ve sınıf tescillerinin farklı olduğunu, taraf markalarının halk tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davacı adına tescilli ve bilinirlik düzeyi yüksek olan “....” ve “.....” markaları ile davalı adına tescilli "...." markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, taraf markalarının tescilli olduğu sınıflardaki malların kullanım amaçlarının benzer olduğu, mağazalarda aynı reyon ya da raflarda sergilenme ihtimalleri nedeniyle aralarında sınıfsal benzerlik olduğu, bu durumda taraf markalarının tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, ayrıca davacının "...." ve "......" markalarının 556 sayılı KHK 8/4 anlamında tanınmış marka olduğu gerekçesiyle davalı adına tescilli 2007/60843 numaralı "......" markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, markanın hükümsüzlüğü talebine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, HMK"nın 266. maddesinde, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, dava konusu uyuşmazlığın çözümünün özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği gözetilerek bu doğrultuda sonucu itibariyle birbiriyle çelişen iki adet bilirkişi raporu alınmış, mahkemece hükme esas alınan ikinci bilirkişi raporu uyarınca davanın kabulüne karar verilmiştir. HMK"nın 282. maddesi uyarınca hâkimin, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği belirtilmiş ise de, mahkemece, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden ve davalının ikinci rapora itirazları karşılanmadan, son düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.