11. Hukuk Dairesi 2015/10394 E. , 2016/5178 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2015
NUMARASI : 2014/1502-2015/424
Taraflar arasında görülen davada ...... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/06/2015 tarih ve 2014/1502-2015/424 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin hamili olduğu A.... K..... Bankası A.Ş. ...... Şubesine ait 20.000,00 TL bedelli 25.10.2013 keşide tarihli çeki süresi içinde bankaya ibraz ettiğini, çekin karşılığının olmaması üzerine çekin arkasına karşılıksız kaşesi vurulduğunu, bunun üzerine alacağının tahsili amacı ile ...... İcra Müdürlüğü’nün 2013/27934 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığını, takip esnasında dava konusu çekin ..... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/51 esas sayılı dosyasında zayi nedeniyle iptaline karar verildiğinin öğrenildiğini, çek iptali davasında verilen kararın kesin hüküm niteliğine haiz olmadığını, müvekkilinin çekin meşru ve haklı hamili olduğunu ve iptal kararının müvekkilini bağlamayacağını ileri sürerek dava konusu çeke ilişkin verilen çek iptali kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; dava konusu çekin müvekkilinin işyerinden 01.02.2013 tarihinde kimliği meçhul kişiler tarafından üzerinde müvekkilinin cirosu olmaksızın çalındığını, bunun üzerine ...... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/51 E. sayılı dosyası ile çekin zayi nedeniyle iptal edildiğini, davacı tarafından dava konusu çek nedeniyle başlatılan icra takibi sonrasında davacı aleyhine ..... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/749 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, dava konusu çekin çalınma anında yetkili hamilinin müvekkili olduğunu, davacının kötüniyetli olup çekin yetkili hamili olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu çekin ......... Asliye Hukuk Mahkemesince zayii nedeniyle iptaline karar verildiği, ancak iptaline karar verilen çekin davacı tarafından İstanbul 18. İcra Müdürlüğü’nün 2013/27934 sayılı takip dosyasıyla takibe konulduğu ve zayii olmadığının anlaşıldığı, çek iptali kararının maddi hukuk anlamında kesin hüküm teşkil etmeyeceği, bu durumda iptaline karar verilen çekin ortaya çıkmış olması sebebiyle iptal kararının iptalinin gerektiği gerekçesiyle dava konusu çekin zayii nedeniyle iptaline dair ...... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11/06/2013 tarihli 2013/51 esas ve 2013/209 karar sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, zayii nedeniyle verilen çek iptali kararının iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı Kanun’un 184. maddesine göre, hakim tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder. Tahkikatın bittiğinin telhiminden sonra, sözlü yargılama aşamasına geçileceği konusunda şüphe yoktur. Burada açıklığa kavuşturulması gereken husus, tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği celseden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için yeni bir gün tayininin zorunlu olup olmadığı hususudur.
Sözlü yargılama 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun"unun 186. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde, "Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir." hükmünü amirdir.
Bu maddede, taraflara davetiye çıkarılacağı belirtilmiş ise de, HMK"nın 184. maddesine uygun olarak, tarafların tamamının hazır olduğu yargılama sırasında, hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verip, tarafların bütün tahkikat hakkındaki açıklamalarını dinleyip, tahkikatı gerektiren bir hususun kalmadığını belirledikten sonra, yüzlerine karşı tahkikatın bittiğini tefhim etmişse, sözlü yargılama hakkında da görüşlerini sorması gerekir.
Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, taraflardan bir kısmının hazır olmaması veya hazır olan taraflardan biri ya da tamamının, mahkemeden sözlü yargılama için duruşma günü tayin edilmesini istemeleri halinde, sözlü yargılama için HMK"nın 186. maddesine uygun olarak duruşma günü belirlenmesi ve bu durumun duruşmada olmayan taraflara meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesi gerekir.
Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, tarafların tamamının hazır ve sözlü yargılama için yeni duruşma günü verilmesini istemediklerini beyan etmeleri halinde, bu husus duruşma tutanağına yazıldıktan sonra, sözlü yargılamaya geçilir, taraflara HMK"nın 186/2. maddesine göre son sözleri sorulur, son sözleri dinlendikten sonra, mahkeme hükmünü verir.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece, 01.06.2015 tarihli celsede davalı vekilinin mazereti reddedildikten sonra tahkikat aşamasının bittiği tefhim edilmeden ve yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere uyulmadan hüküm kurulması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğundan, adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. Mahkemece, bu hususlar nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.