10. Ceza Dairesi 2015/3290 E. , 2016/1843 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın 01.04.2015 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık Ö.. K.. hakkında Sinop 3. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 07.07.2014 tarihinde 2009/174 esas ve 2009/275 karar sayı ile verilen sanığın beraatine ilişkin ek kararın kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 20.04.2015 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sinop Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 25.05.2009 tarihinde 2009/174 esas ve 2009/275 karar sayı ile sanık hakkında 04.11.2008 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesi ve 62. maddesi gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince tedavi ve denetimli serbetlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın yasa yoluna başvurulmakszın kesinleştiği,
2- Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında, Sinop Denetimli Serbestlik ve Yardım Şube Müdürlüğü"nce hükümlüye yapılan tebligata rağmen 10 günlük süre içinde şubeye başvurmadığının bildirilmesi üzerine, aynı Mahkeme"nin 29.03.2011 tarihli 2009/174 esas ve 2009/275 sayılı ek kararı ile sanık hakkındaki 10 ay hapis cezasının aynen infazına karar verildiği, kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
3- Hapis cezasının infazı aşamasında, Zile Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 02.07.2014 tarihli yazısında "6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler bağlamında uyarlama yargılamasının yapılması gerektiğini" belirterek, uyarlama kararı verilmesinin istenmesi üzerine, Sinop Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 07.07.2014 tarihinde 2009/174 esas ve 2009/275 karar sayı ile "6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme, hakkında tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilen kişilerin, bu kararın yerine getirilmesi sırasında yeniden uyuşturucu kullandığından bahisle dava açılan ve ceza alan hükümlüler bakımından lehe kanun durumundadır. Zira bu durumdaki kişiler, söz konusu eylemi 28/06/2014 tarihinden sonra işlediklerinde, haklarında soruşturma ve kovuşturma yapılamayacağı" gerekçesiyle, 25.05.2009 ve 29.03.2011 tarihlerinde verilen kararların kaldırılmasına ve hükümlünün beraatine karar verildiği, kararın yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «6545 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesi ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma eyleminin suç olmaktan çıkarılmadığı, tam tersine 1. fıkraya göre, 1 yıldan 2 yıla kadar hapis olan müeyyidenin, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak artırıldığı, ancak anılan maddenin 2 ve devamı maddelerinde soruşturma aşamasında olan dosyalar için kamu davasının açılmasının ertelenmesi müessesesinin getirildiği, aynı maddenin 5. fıkrasına göre de aynı suçun erteleme süresi içerisinde yeniden işlenmesi halinde ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapılamayacağının hüküm altına alındığı, anılan maddenin 9. fıkrasında ise, "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanunu"nun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır." şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiş olunduğu nazara alındığında,
Somut olayda sanık hakkında deneme süresi içinde kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak nedeniyle yükümlülüğünü ihlal ettiğinden dolayı tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kaldırılarak hapis cezasına hükmolunduğu, deneme süresi içerisinde uyuşturucu madde kullanmasından dolayı açılmış ayrı bir dava olmadığı, aynı eylemden dolayı yapılan yargılamanın devamı niteliğinde olduğu, bu durumda eylemin suç olmaktan çıkarılmasından bahsedilemeyeceği, ancak 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/9. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanabileceği, infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarında kazanılmış hak olmayacağı kuralı da göz önüne alındığında, hakkında verilen hüküm kesinleşerek infaz aşamasında olan sanığın beraatine karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir» denilerek, Sinop Sulh Ceza Mahkemesi"nin 07.07.2014 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanığın, "Sinop Sulh Ceza Mahkemesi"nde ve Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi"nde uyuşturucu madde kullanmaktan hakkımda açılmış davalar var, eğer birden fazla dava açılmışsa aynı suç tarihiyle ilgili bunu kabul etmem" şeklindeki beyanı dikkate alınarak, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle daha önce tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, karardan önce 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ,
b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”
Karar verilmesi gerekirken, eylemin suç olmaktan çıktığı gerekçesiyle beraat hükmü kurulması yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi bu nedenle yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; Sinop 3. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 07.07.2014 tarihinde 2009/174 esas ve 2009/275 karar sayı ile verilen sanığın beraatine ilişkin ek kararın 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 13.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.