MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Katılan ... vekilinin, sanık ... hakkındaki tüm hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Katılan vekilinin 29.11.2018 tarihli dilekçesiyle, sanık hakkındaki şikayetlerinden vazgeçtiklerini belirtmiş olması karşısında, katılmanın hükümsüz kaldığı,
Anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca, mağdur ... vekilinin TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
2-Sanık ... müdafiinin, adı geçen sanık hakkında, 03.03.2012 tarihli hakaret ve tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyizine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve belgeler ile gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
a-Katılan vekilinin 29.11.2018 tarihli dilekçesiyle, sanık hakkındaki şikayetlerinden vazgeçtiklerini belirtmiş olması karşısında, takibi şikayete bağlı bulunan hakaret suçu açısından, TCK"nın 73/4. maddesi uyarınca, sanığa, şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorulup, sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun belirlenmesi zorunluluğu,
b-Tanık Mehmet Mermer’in Cumhuriyet Savcılığındaki ifadesinde, olay günü katılanın yüzüne karşı gerçekleştirildiği iddia edilen tehdit ve hakaret iddiasını doğrulamaması, diğer tanık ...’un aşamalardaki anlatımlarında da, sanığın, katılana yönelik olarak, “sizi bitiririm, senin ticari hayatını bitireceğim, piyasadan sileceğim” şeklinde tehdit sözleri söylediğini belirtmesi karşısında, katılan ile tanıkların beyanları arasında oluşan çelişkilerin giderilmesi, giderilememesi halinde hangi anlatıma hangi nedenle üstünlük tanındığı açıklanarak, sonucuna göre, suçun sübutu ve vasfı açısından sanığın hukuksal durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

c-Sanığın adli sicil kaydında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların kesinleşme tarihinin, 5271 sayılı Kanunun 231/8. maddesinin yürürlüğe girme tarihi olan 28.06.2014"ten önce olması nedeniyle, CMK’nın 231.maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmemesi karşısında; “daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının bulunması nedeniyle” biçimindeki yasal olmayan gerekçeyle, CMK’nın 231.maddesinin uygulanmaması,
d-Kabule göre de; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren, 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümlerinin yeniden düzenlenmesi, sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesinin ilk cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunması, hakaret suçunun ise, suç tarihi itibariyle 5271 sayılı CMK’nın 253/3-son cümlesi uyarınca tehditle birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaşma kapsamında bulunmadığının anlaşılması ve yeni düzenleme karşısında, hakaret suçu yönünden de uzlaştırma önerisinde bulunulmasının gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, her iki suç yönünden uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 2 (a), (b) ve (c) maddeleri dışında diğer yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.