9. Ceza Dairesi 2020/653 E. , 2021/492 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapmak
Hüküm : Sanıklar ..., "un beraatlerine, Sanık ... hakkında 5237 sayılı Yasa"nın 241/1, 62, 51, 51/3, 53/1, 52/2-4 maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 12.160,00 TL adli para cezası, hak yoksunluğu, erteleme, 2 yıl denetim süresi
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I-Sanıklar ..., hakkında tefecilik yapmak suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik katılanlar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklar hakkında tefecilik suçuna ilişkin olarak; TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçu kanunun "Topluma Karşı Suçlar" başlıklı üçüncü kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiş olup suçun mağduru tüm toplumdur. Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle sanıklar hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasına CMK"nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen faiz karşılığı para alanların katılma hakkı olmadığı, yine mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından katılanlar vekilinin temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II-Sanık ... hakkında tefecilik yapmak suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik Katılanlar vekili ile sanık ... müdafilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-Sanık hakkında tefecilik suçuna ilişkin olarak; TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçu kanunun "Topluma Karşı Suçlar" başlıklı üçüncü kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiş olup suçun mağduru tüm toplumdur. Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle sanık hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasına CMK"nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen katılanların katılma hakkı olmadığı, yine mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından katılanlar vekilinin temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
İncelemenin sanık ... müdaafiilerinin temyiz itirazları ile sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
a)Bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda atılı suçu birden fazla kez işlediği kabul edilmesine rağmen sanık hakkında zincirleme suç hükümlerini içeren TCK"nın 43/1. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle eksik ceza tayini,
b)Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
c)Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında suç tarihi olan "Aralık 2009" yerine "2009" olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
d)Mahkemece sanığa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediğinin sorulması sonrasında, CMK"nın 231/5 ve 231/6-a-b madde ve bentleri kapsamında değerlendirme yapılması gerekirken " katılanların zararını karşıladığına ilişkin dosyada herhangi bir mevcut delile rastlanmadığından" gerekçesi ile sanık hakkında CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı,sanık ... müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. Ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 03/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.