23. Hukuk Dairesi 2014/96 E. , 2014/3320 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Osmaneli Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/03/2013
NUMARASI : 2012/83-2013/46
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı E.. Ç.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında imzalanan 09.03.2005 tarihli kredi sözleşmesine göre kullandırılan kredinin davalılarca geri ödenmemesi üzerine 4.971,89 TL"nin tahsili amacıyla Osmaneli İcra Müdürlüğü"nün 2012/98 takip sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalıların itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, icra takibine itirazın iptali ile davalıların % 40 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Berrin, alacaklıya 4.971,98 TL borcu olduğunu, borcunun tamamını ödeyecek durumda olmadığından anlaşma yoluna giderek 750,00 TL"lik 7 adet senet verdiğini, davacının bu senetleri üçüncü kişilere ciro ettiğini, ciro ile senetleri alanlara senet bedellerini ödediğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı E.. Ç.., davalı Berrin"in kullandığı kredi için kefil olduğunu, taraflar arasındaki senet olayını bilmediğini, kredi çekildikten dört yıl sonra başlatılan takibin iyiniyetli olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Davalı Ş.. E.., davalı Berrin"in kullandığı kredi için kefil olduğunu, borcun ödendiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında yazılı şekilde yapılan borç miktarını içerir yazılı bir kredi sözleşmesinin mevcut olduğu, davalı tarafın yazılı kredi sözleşmesine karşı ödeme iddiasını 6100 sayılı HMK"nın 201. maddesi gereği senetle yani yazılı bir delil ile ispatlaması gerektiği halde ödemeye ilişkin yazılı delil sunulamadığı, kredi sözleşmesinden kaynaklanan talep ve davanın 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğundan zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığı davanın kabulü ile icra takibinin 4.971,89 TL asıl alacak üzerinden devamına, tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı E.. Ç.. temyiz etmiştir.
Dava, kredi sözleşmesine dayalı olarak ödenen alacağın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma yeterli değildir. Dosya kapsamından davacı kooperatif ile davalılar Ş.. E.., E.. Ç.."nin müştereken borçlu müteselsilen kefil, B.. Ü.."in ise asıl borçlu olarak imzaladığı kredi sözleşmesi ile T. Halk Bankası .... Şubesi"nden kredi kullandırıldığı, ancak kullandırılan kredinin ne kadar olduğu, vadelerinin ne olduğu, vadesinde ödenmeyen kredinin davacı tarafça dava dışı bankaya ödenip ödenmediği, ödenmiş ise ne ana para ve faiz tutarlarının ne kadar olduğu, kefalet limitinin ve kredi ösleşmesi ve/veya kredi sözleşmesine dayalı senetteki akdi ve temerrüt faiz oranının ne olduklarına ilişkin belgelerin dosyaya kazandırılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, kooperatifler konusunda uzman bir bilirkişi heyeti seçilerek, kredi ve kefalet sözleşmesi, varsa borç senedi, kullanılan kredi tutarını gösteren belgeler, dava dışı bankaca kredi tutarının davacıdan tahsil edildiğine ilişkin belgeler, davalılarca varsa krediye ilişkin davacıya yada dava dışı bankaya yaptıkları ödemelere ilişkin belgeler dosyaya kazandırılarak, takibe konu tutarın tümünün asıl alacak mı, yoksa işlemiş faizle birlikte miktar toplamı mı olduğu hususunun davacıya açıklattırılarak, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu"nun 488.(6098 sayılı TBK 587. maddesi) maddesinin ikinci cümlesindeki düzenlemeye göre kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalayan davacı kooperatifin ödediği bedelin tamamını asıl borçlu davalı Berrin"den isteyebileceği, kefillere karşı ise ancak payı oranında rücu hakkını haiz olduğu hususu, aynı kanunun 104.(6098 Sayılı TBK 121. maddesi) maddesindeki faize faiz yürütülemeyeceği kuralı, takip tarihine kadar işleyen ve takip tarihinden sonra işleyecek faize ilişkin olarak da 6101 sayılı TBK"nın 88. maddesindeki akdi faiz, 120. maddesindeki temerrüt faizi ile 6101 sayılı Kanunun 7. maddesindeki akdi ve temerrüt faizi için getirilen faiz tavanının aşılmaması gerektiği husususlarını gözetecek şekilde, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı E.. Ç.."nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı E.. Ç.. yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.