13. Ceza Dairesi 2014/34329 E. , 2016/3283 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 6 - 2012/29873
MAHKEMESİ : Adıyaman 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2006
NUMARASI : 2005/675 (E) ve 2006/356 (K)
SUÇ : Hırsızlık
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
A- Sanık ... ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesi uyarınca sanık yararına olan hükmün, önceki ve sonraki yasaların ilgili bütün hükümlerinin somut olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle bulunması gerektiğinin ve somut olayda sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143. maddesine uyan hırsızlık suçunun yanında, aynı Kanun’un 116/2-4, 119/1-c maddesine uyan işyeri dokunulmazlığını ihlal ve 151/1. maddesine uyan mala zarar verme suçunu da oluşturduğunun karar yerinde tartışılmadan, işyeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçundan hüküm kurulmaması ve 765 sayılı TCK"nın 493/1-son, 59/2 ve 81/2. maddesine göre 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143. maddesiyle yapılan uygulama her durumda sanık lehine olduğundan ve aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
“Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1.fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ... müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,”
B- Suça sürüklenen çocuklar ... ... ve ... ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk yararına olan hükmün, önceki ve sonraki yasaların ilgili bütün hükümlerinin somut olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle bulunması gerektiğinin ve somut olayda suça sürüklenen çocukların eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143., 31/3. maddesine uyan hırsızlık suçunun yanında, aynı Kanun’un 116/2-4, 119/1-c maddesine uyan işyeri dokunulmazlığını ihlal ve 151/1. maddesine uyan mala zarar verme suçunu da oluşturduğunun karar yerinde tartışılmadan, işyeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçundan hüküm kurulmaması ve 765 sayılı TCK"nın 493/1-son, 55/3 ve 59/2 maddelerine göre 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143. ve 31/3. maddeleriyle yapılan uygulama her durumda suça sürüklenen çocuk lehine olduğundan ve aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 19.12.2006 tarihli 5560 sayılı yasa ile değişiklikten önceki 24. maddesi uyarınca suç tarihine göre suça sürüklenen çocuklara atılı suçun uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca taraflara uzlaşma teklif edilerek sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Suç tarihinde sabıkasız olan suça sürüklenen çocuklar hakkında 5395 sayılı yasanın 23. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ... ve ... ... müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 29/02/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.