16. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/1175 Karar No: 2021/4676 Karar Tarihi: 02.06.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/1175 Esas 2021/4676 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2019/1175 E. , 2021/4676 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 130 ada 7 parsel sayılı 1.262.12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, eşit paylarla davacı ... ile davalıların murisi ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., dava konusu taşınmazda herkesin yerinin ayrı olmasına rağmen kadastro sırasında tek parsel olarak yazıldığını belirterek, taşınmazın bir kısmının tapu kaydının iptal edilerek adına tescili, kalan kısmın davalılar adlarına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı dilekçesi ile, çekişmeli taşınmazın üzerindeki bölümler ayrı ayrı kullanılmasına rağmen kadastro sırasında tek bir taşınmaz gibi işlem gördüğünü; oysa tarafların kullandıkları yerlerin zeminde belli olduğunu öne sürerek dava açmıştır. Buna göre eldeki dava, niteliği itibarıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu" nun 15. maddesine dayalı olarak aynı kanunun 12/3. maddesinde belirlenen sürede açılan kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası olup görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu halde Mahkemece, dava ortaklığın giderilmesi istemli olarak nitelendirilerek uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 4/1-b maddesi kapsamında Sulh Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu" nun 15. maddesine dayalı olarak açılan kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi kapsamında kaldığı gözetilmek suretiyle, işin esasına girilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delilleri toplanıp, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davanın vasıflandırılmasına hataya düşülerek görevsizlik karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.06.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.