12. Ceza Dairesi 2018/458 E. , 2018/5572 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal
Hüküm : CMK"nın 231/11. maddesine göre açıklanan; TCK"nın 134/2, 62/1, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, 23.03.2009 tarihinde işlediği sabit görülen özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı TCK"nın 134/2, 62/1 maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Ulus Asliye Ceza Mahkemesinin 24.02.2010 tarihli, 2009/95 esas, 2010/10 sayılı kararının itiraz edilmeden 16.04.2010 tarihinde kesinleşmesinin ve kesinleşme tarihinden itibaren 5 yıllık denetim süresinin başlamasının ardından, Ulus Asliye Ceza Mahkemesinin 13.11.2013 tarihli, 2013/6 esas, 2013/108 sayılı kararı ile 09.09.2012 tarihinde işlediği sabit görülen kasten yaralama suçundan dolayı TCK"nın 86/2, 52/2-4. maddeleri gereğince 2.400,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin mahkumiyet hükmü 13.11.2013 tarihinde kesinleşen sanık hakkında, denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle ihbarda bulunulmasını müteakip, duruşma açılarak, sanığın savunması alınıp, 24.02.2010 tarihli hükmün CMK"nın 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına ilişkin Ulus Asliye Ceza Mahkemesinin 04.06.2015 tarihli, 2014/22 esas, 2015/78 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi:
Temyiz dilekçesi içeriğine göre, özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna ilişkin mahkumiyet hükmünün temyiz edildiği belirlenerek bu suçla sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesinde:
1- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141, 5271 sayılı CMK"nın 34/1, 230 ve 1412 sayılı CMUK"nın 308/7. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtayın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiilinin ve bunun nitelendirilmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği ve hükmün CMK"nın 230. maddesine uygun şekilde gerekçe içermemesinin CMUK"nın 308/7. maddesinde kesin hukuka aykırılık hali olarak düzenlendiği gözetilmeden gerekçesiz hüküm kurulması,
2- Sanık hakkında internette facebook hesabı üzerinden suç tarihi itiaberiyle üst sınırı 3 yıl hapis cezasını gerektiren TCK"nın 134/2. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin iddia edilmesi karşısında, sanık hakkında, karar tarihinden önce 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü gereğince, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.