5. Hukuk Dairesi 2018/10886 E. , 2019/7869 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.Şöyle ki;
1)Aynı kamulaştırma kapsamında aynı değerlendirme tarihi itibariyle dava konusu taşınmaza yakın konumda olan 404 ada 14 parsel sayılı taşınmazın metrekaresine 200,00 TL değer biçilip Dairemiz denetiminden geçtiği gözetilerek, dava konusu taşınmazın metrekaresine 90,00 TL değer biçilmesi nedeniyle bilirkişi raporu inandırıcı bulunmadığından bozma yapılmış olup, mahkemece bozma ilamına uyulduğu belirtilmiş ise de, bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda bozma yapılan hususların değerlendirilmediği gibi; hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin karşılaştırılmasında; dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan daha değerli olduğu anlaşılmasına rağmen, bilirkişi kurulunca taşınmazların vergi değerlerine ters düşecek şekilde emsal taşınmazın dava konusu taşınmazdan 3,5 kat değerli olduğu kabul edilerek değer biçildiğinden bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Bozma öncesi verilen kararda dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmında %15 değer azalışına hükmedildiği ve bu husus Dairemizce bozma konusu yapılmayarak davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeden, bozma sonrası düzenlenen ve söz konusu parselin arta kalan kısmına %10 değer azalışı uygulayarak hesaplama yapan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle eksik bedele hükmedilmesi,
Doğru olmadığı gibi;
3)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA
, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 18/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.