Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10753
Karar No: 2016/5126
Karar Tarihi: 05.05.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/10753 Esas 2016/5126 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/10753 E.  ,  2016/5126 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2015
NUMARASI : 2014/789-2015/506

Taraflar arasında görülen davada ... .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 08/06/2015 tarih ve 2014/789-2015/506 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan sigorta şirketi vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 03.05.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ..., davalı ... Sigorta A.Ş. vekili Av. .. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinden ... ... ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmesi bulunduğunu, anılan sözleşmenin teminatı olarak diğer müvekkillerine ait taşınmazların üzerinde teminat ipotekleri tesis edildiğini, ipotek resmi senedinin 2.maddesinde davalı bankaca saptanacak miktar üzerinden ipotekli taşınmazların sigorta ettirilmesi, primlerinin davacılar tarafından ödenmesi ile doğacak tazminatların kredi hesabına mahsup edilmek üzere davalı banka tarafından tahsilinin düzenlendiğini, davalı bankanın ortak kuruluşu olan diğer davalı sigorta şirketine ipotekli taşınmazların sigortasını yaptırmadığını, 12.11.1999 tarihli ... depreminde taşınmazların önce hasar görmesine rağmen bilahare haklarında yıkım kararı verilerek hasarlı yapıların yıktırıldığını, davalı bankanın diğer davalıdan toplam (315.000.000.000)TL olan sigorta bedelinin poliçede belirtilen %25 katılım oranı düştükten sonra kalan (236.250.000.000)TL sigorta hasar bedelini davalı sigortacıdan tahsili gerekirken, her iki davalının ortak eylemleri ile ödemeyi geciktirdiklerini ve (48.909.100.800)TL hasar tazminatı ödenmesinin 2000 yılı Temmuz ayı sonunda yapıldığını, böylece noksan ve geç ödeme nedeniyle davacının zarara uğratıldığını ileri sürerek, (177.340.900.000)TL sigorta bedeli alacağının 12.11.1999 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, yine geç ödenen (48.909.100.800)TL hasar tazminatı için 12.11.1999 tarihinden bankaya ödeme tarihine kadar olan işlemiş reeskont faizinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama esnasında davalı banka ile ilgili davasından feragat etmiştir.
Davalı ... ... Bankası T.A.Ş. (....) vekili, müvekkili bankanın diğer davalı sigorta şirketinin ortak kuruluşu olmayıp, acentesi konumunda bulunduğunu, geç ödemeye davacıların kendilerinin neden olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili, davanın TTK’nın 1268. maddesinde yer alan iki yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığını, davacı ... Dış Tic. A.Ş’nin müvekkili karşısında sigorta sözleşmesinin tarafı olmaması nedeniyle aktif husumet ehliyeti ve dava hakkının bulunmadığını, tazminat alma hakkının dain-i mürtehin sıfatıyla .... Gayrettepe Şubesi’ne ait olduğu, olayda aşkın sigortanın söz konusu olduğunu, tazminatın hesaplanmasında rizikonun gerçekleştiği yer ve tarihte geçerli rayiçlere göre Bayındırbank ve İskan Bakanlığı’nın tespit etmiş olduğu bina yeniden inşaat maliyeti m2 birim fiyatının baz alındığını, belirlenen tazminatın (48.909.100.800)TL olarak dain-i mürtehin bankaya ödendiğini, gecikmeden dolayı, kendilerinin temerrüdünün söz konusu olmaması nedeniyle sorumlu tutulamayacaklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı banka hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davanın ... Sigorta A.Ş. yönünden kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemizce bozulmuş, bozmaya uyulmuş, davacı...Dış Ticaret A.Ş"nin taşınmazlarda mülkiyet hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davacı...Dış Ticaret A.Ş’nin davalı sigorta şirketine karşı açtığı davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeni ile reddine, davacı ... Gıda ve Dış Tic. Ltd. Şti"nin davası ile davacı ... ... ..."nın davalı sigorta şirketine yönelik davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılardan sigorta şirketi vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacılardan ... Gıda ve Dış Ticaret Ltd. Şti. ve .. ... ...’nın maliki oldukları taşınmazların davalı sigorta şirketi nezdinde deprem rizikosunu da içerir biçimde teminat altına bulunduğu esnada meydana gelen deprem neticesinde yıkılmaları sonucunda ödenmesi gereken sigorta bedelinin eksik ödenen bölümünün tahsili ile geç ödeme nedeniyle faiz alacağının tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece benimsenen bilirkişi kurulu raporu esas alınarak yazılı şekilde davanın davalılardan sigorta şirketine yönelik olarak kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Oysa, uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamında da açıkça vurgulandığı üzere, sigortalı değerlerin tazmin şeklinin Poliçe Genel Şartlarının B.5.1.5.maddesinde öngörülen her iki halde gözetilmek suretiyle belirlenmesi gerekeceği kuşkusuz olup, mahkemece içinde sigorta hukukçusunun da bulunduğu bilirkişi kurulundan anılan bozma ilamı çerçevesinde, davalı vekilinin ciddi, sonuca etkili ve esaslı itirazlarını da karşılayan denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken denetime elverişli olmayan ve yetersiz bilirkişi kurulu raporundan hareketle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalılardan sigorta şirketi yararına bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, yerel mahkemece verilen bir hüküm, Yargıtay tarafından bozulmuş ve Yargıtay’ın bu bozma kararına uyulmuş olması halinde, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorunludur. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye “usuli müktesep hak” veya “usule ilişkin kazanılmış hak” denir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’muzda anılan müesseseye ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ne var ki, “usuli müktesep hak”, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay İnançları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Bu bağlamda mahkemece bozma ilamının mümeyyiz davalı yararına olduğu nazara alınmadan ve davacılar vekilinin 16.04.2014 tarihli bilirkişi raporuna yönelik bakiye tazminat ve temerrüt faizine ilişkin dilekçesi dahi değerlendirilmeden hüküm tesisi eksik incelemeye dayalı olup doğru görülmemiş, kararının bu nedenlerle dahi mümeyyiz davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılardan sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalı sigortaya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi