Esas No: 2015/4459
Karar No: 2015/4459
Karar Tarihi: 7.2.2018
Türk vatandaşı ile evliliğine rağmen sınır dışı edilme kararı - Açılan davanın reddi - Adil yargılanma hakkı - AYM İkinci Bölüm 2015/4459 Esas 2015/4459 Karar Sayılı İlamı
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
YULIA MATUR (ANIKEEVA) BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2015/4459) |
|
Karar Tarihi: 7/2/2018 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Osman Alifeyyaz PAKSÜT |
|
|
Recep KÖMÜRCÜ |
|
|
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
Recai AKYEL |
Raportör |
: |
Elif ÇELİKDEMİR ANKITCI |
Başvurucu |
: |
Yulia MATUR (ANIKEEVA) |
Vekili |
: |
Av. Ahmet İhsan ARGUN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; Türk vatandaşı ile evliliğine rağmen sınır dışı edilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının, koşulları oluşmamasına rağmen verilen sınır dışı etme kararının iptali amacıyla açılan davanın reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının, haksız olarak idari gözetim merkezinde tutulma nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 11/3/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu 17/7/1978 doğumlu olup Rusya Federasyonu vatandaşıdır. 23/1/2004 tarihinde bir Türk vatandaşı ile evlenerek Türkiye"de yaşamaya başlamıştır.
7. Başvurucu evlilik amaçlı ikamet izni talebinde bulunmuştur. İdari makamlarca yapılan araştırma sonucu, evliliğin ülkede kalmak için yapılan anlaşmalı bir evlilik olduğu tespit edilerek başvurucunun talebi reddedilmiştir. Ret kararına karşı kanun yoluna başvuru yapıldığına dair herhangi bir bilgi veya beyan başvuru dosyasına yansımamıştır. Kararın ardından başvurucu sınırdışı edilmiştir.
8. 13/3/2013 tarihinde başvurucu bu kez turist vizesiyle Türkiye"ye giriş yapmış, aynı gün kendisine vize süresinin otuz gün olduğu ve ülkede daha uzun süre kalabilmek için ikamet izni alınması gerektiği yazılı olarak hatırlatılmıştır.
9. Başvurucu 12/4/2013 ve 8/5/2013 tarihlerinde Ankara İl Emniyet Müdürlüğüne posta yoluyla yeniden ikamet izni talebinde bulunmuş, 20/5/2013 tarihinde başvurucunun talebinin değerlendirilebilmesi için bizzat müracaat etmesi gerektiğine karar verilmiştir.
10. Yaklaşık bir yıl sonra -2/6/2014 tarihinde- Ankara İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde bulunan Yabancılar Şube Müdürlüğü tarafından yapılan idari tahkikat sonucu başvurucunun vize ihlali yaparak kaçak yollarla ülkede bulunduğu tespit edilmiş ve sınır dışı edilmesine karar verilmiştir. Ayrıca başvurucu hakkında idari gözetim kararı uygulanmıştır.
11. Anılan kararın iptali amacıyla başvurucu tarafından Ankara 1. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açılmıştır. Mahkeme 17/12/2014 tarihli kararıyla idari gözetim kararı yönünden görevsizliğine, sınır dışı edilme kararı yönünden davanın reddine kesin olarak karar vermiştir.
12. Mahkemece 4/4/2013 tarihli ve6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu"nun57. maddesinin 6. fıkrası gereği idari gözetim kararlarına karşı başvuru yolunun adli yargı mercileri olduğu belirtilerek görevsizlik kararının nedeni açıklanmıştır. Sınır dışı etme işlemine yönelik olarak yapılan incelemede ise başvurucunun Türk vatandaşı ile yapmış olduğu evliliğinin anlaşmalı evlilik olduğunun idari tahkikatla tespit edildiği, ayrıca davacının Türkiye"de kalmasını sağlayabilecek usulüne uygun olarak yapılmış bir ikamet izni başvurusunun ve ikamet izninin bulunmadığı belirtilmiştir. Dolayısıyla turist vizesiyle ülkeye giriş yapan başvurucunun ülkede azami kalış süresinin on günden fazla olması nedeniyle sınır dışı işleminin hukuka uygun olduğu gerekçesine yer verilmiştir.
13. Karar başvurucuya 10/2/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
14. Başvurucu 11/3/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucu tekrar yurtdışına çıkmak zorunda olmasının aile bütünlüğünü bozacağı iddiasını ileri sürerek tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
15. Başvurucunun tedbir kararı verilmesi istemi, Anayasa Mahkemesinin 17/3/2015 tarihli kararı ile başvurucunun yurtdışına çıkması durumunda yaşam hakkına ya da bireyin maddi ve manevi bütünlüğüne yönelik bir riskin bulunmaması gerekçesine istinaden reddedilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
16. 6458 sayılı Kanun"un "Anlaşmalı evlilik yoluyla talep edilen aile ikamet izni" kenar başlıklı 37. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
"(1) Aile ikamet izni verilmeden veya uzatılmadan önce makul şüphe varsa, evliliğin sırf ikamet izni alabilme amacıyla yapılıp yapılmadığı valiliklerce araştırılır. Araştırma sonucunda, evliliğin bu amaçla yapıldığı tespit edilirse aile ikamet izni verilmez, verilmişse iptal edilir.
(2) Aile ikamet izni verildikten sonra da evliliğin anlaşmalı olup olmadığı konusunda valiliklerce denetim yapılabilir."
17. 6458 sayılı Kanun"un "Sınır dışı etme kararı alınacaklar" kenar başlıklı 54. maddesinin ilgili fıkraları şöyledir:
"(1) Aşağıda sayılan yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınır:
...
e) Vize veya vize muafiyeti süresini on günden fazla aşanlar veya vizesi iptal edilenler
...
f) İkamet izinleri iptal edilenler
..."
18. 6458 sayılı Kanun’un "Sınır dışı etmek üzere idari gözetim ve süresi" kenar başlıklı 57. maddesinin (6) numaralı fıkrası şöyledir:
"İdari gözetim altına alınan kişi veya yasal temsilcisi ya da avukatı, idari gözetim kararına karşı sulh ceza hâkimine başvurabilir. Başvuru idari gözetimi durdurmaz. Dilekçenin idareye verilmesi hâlinde, dilekçe yetkili sulh ceza hâkimine derhâl ulaştırılır. Sulh ceza hâkimi incelemeyi beş gün içinde sonuçlandırır. Sulh ceza hâkiminin kararı kesindir. İdari gözetim altına alınan kişi veya yasal temsilcisi ya da avukatı, idari gözetim şartlarının ortadan kalktığı veya değiştiği iddiasıyla yeniden sulh ceza hâkimine başvurabilir."
B. Uluslararası Hukuk
19. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) bir yabancının ülkeye giriş yapma veya orada ikamet etme hakkını yahut bir kişinin aile yaşamını belirli bir ülkede kurma şeklindeki bir hakkı güvence altına almamaktadır (Abdulaziz, Cabales and Balkandali/Birleşik Krallık, B. No: 9214/80, 9473/81, 9474/81, 28/5/1985, § 68; Ahmut/Hollanda, B. No:21702/93, 28/11/1996, § 67-c).
20. Bunun yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) göre aile hayatına saygı hakkının kamusal makamlara yüklediği yükümlülüğün, çiftlerin evlenme suretiyle ikamet edecekleri ülkeyi seçmeleri ve aynı ülke vatandaşı olmayan eşlerin bu ülkeye yerleşmelerini kabul etmek şeklinde genel bir yükümlülüğü kapsadığı söylenemez (Biao/Danimarka [BD], B. No: 38590/10,24/5/2016, § 117).
21. Ayrıca AİHM devletlerin, yabancı ile bir vatandaş arasında gerçekleştirilen evlenmenin sadece o ülkede ikamet izni alabilmek amacıyla yapılmış olup olmadığını araştırma ve gerektiğinde bu tip evlilikleri engelleme konusunda yetkilerinin olduğunu, bu yönde bir araştırmanın Sözleşme"nin 12. maddesinde düzenlenen evlenme hakkını ihlal etmeyeceğini kabul etmektedir (O"donoghue ve diğerleri/Birleşik Krallık, B. No: 34848/07,14/12/2010, § 87; Frasik/Polonya, B. No: 22933/02, 5/1/2010, § 89).
22. Öte yandan Sözleşme"nin 8. maddesinde düzenlenen aile hayatına saygı hakkı, aile kurma hakkını güvenceye almaz. Söz konusu hak, hâlihazırda mevcut olan ve hakiki aile yaşamı oluşturan fiilî, yakın ve şahsi bağların kurulduğu aile ilişkilerini korumaktadır. Bu hüküm kapsamında aile kavramı, evliliğe dayalı ilişkilerle sınırlı değildir ve tarafların evlilik olmadan bir arada oturduğu fiilî "aile" bağlarını da kapsayabilir. Dolayısıyla Sözleşme ve AİHM içtihadı resmî evlilik akdi gibi şeklî unsurlarla ilgilenmemekte, gerçek ve mevcut aile yaşamını korumayı esas almaktadır. AİHM"e göre Sözleşme"nin 8. maddesinin amaçları bakımından "aile hayatı"nın varlığı ya da yokluğu, somut olayda yakın kişisel bağların mevcut olup olmadığına bağlı olan olgusal bir sorundur (K. ve T./Finlandiya [BD], B. No: 25702/94, 12/7/2001, § 150; Marckx/Belçika, B. No: 6833/74, 13/6/1979, § 31).
23. AİHM, yakın tarihli Schembri/Malta (k.k.) (B. No: 66297/13, 19/9/2017, §§ 53, 54) kararında göçmenlerle ilgili kurallardan kurtulmak, ikamet izni veya vatandaşlık kazanmak için yapılan, dolayısıyla hakiki olmayan anlaşmalı evliliklerin "aile hayatı" kapsamında olmadığını, dolayısıyla da konu bakımından 8. maddenin kapsamında olmadığını vurgulamıştır. Avrupa İnsan Hakları Komisyonu (AİHK) da evliliğin amacının bir aile hayatı kurmak değil ülkeye giriş,çalışma ve/veya ikamet izni almak için yapıldığının tespit edildiği başvuruları, ortada Sözleşme"nin 8. maddesi kapsamında korunması gerekli gerçek bir aile hayatı bulunmadığı gerekçesiyle kabul edilemez bulmuştur (Ayhan Yavuz/Avusturya (k.k.), B. No: 25050/94, 16/01/1996; F.P./Birleşik Krallık (k.k.), B. No: 20118/92, 12/10/1992).
24. AİHM ayrıca yabancıların ülkeye girişleri, ikametleri ve sınır dışı edilmeleri ile ilgili işlem ve yargılama süreçlerinin, Sözleşme’nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrası anlamında bir “medeni hak ve yükümlülük” veya bir “suç isnadının” esasının karara bağlanması ile ilgili olmadığını kabul ederek anılan Sözleşme hükmünün, belirtilen yargılama süreçleri bakımından uygulanabilir olmadığına karar vermiştir (Maaouia/Fransa [BD], B. No: 39652/98, 5/10/2000, §§ 33-40).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
25. Mahkemenin 7/2/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
26. Başvurucu,Türk vatandaşıyla olan evliliğinin anlaşmalı olduğu gerekçesiyle ikinci kez sınır dışı edilmesinden şikâyet etmektedir. Başvurucu; evliliğinin geçersizliğine dair adli yargı makamlarınca verilen bir karar bulunmadığından idari tahkikatla ulaşılan sonuç doğrultusunda işlem yapılması ve işlemin iptali amacıyla açılan davanın reddedilmesinin aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğini iddia etmiştir.
27. Anayasa’nın “Özel hayatın gizliliği” kenar başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz."
28. Anayasa’nın "Ailenin korunması ve çocuk hakları" kenar başlıklı 41. maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.
..."
29. Devletlerin uluslararası hukuktan kaynaklanan yabancıların ülkeye giriş yapmasını ve ikamet etmesini kontrol etme ve gerektiğinde ülkedeki yabancıları sınır dışı etme konusunda geniş takdir yetkileri bulunmaktadır. Bu kapsamda vatandaşlar ile yabancılar arasında gerçekleştirilen evlilik akitlerinin gerçek aile birliği kurma amacıyla değil de yabancının ülkeye girişini, ülkede ikametini veya vatandaşlık elde etmesini sağlamaya yönelik olarak yapılıp yapılmadığını denetleme konusunda da devletlerin egemenliklerinden kaynaklanan ve kamu yararı meşru amacına dayalı yetkileri söz konusudur (Oksana Chicheishvili , B. No: 2014/19023, 20/12/2017, § 30).
30. Anayasa"nın 20. ve 41. maddeleriyle güvence altına alınan "aile hayatı" hâlihazırda -mevcut- fiilî, yakın ve kişisel bağların kurulmuş olduğu aile birlikteliklerini içermektedir. Hakiki aile birliği kurmaya yönelik olmayan, göçmenlikle ilgili düzenlemelerden kaçmak amaçlı, ülkeye giriş, ikamet ve çalışma izni alınmasına yönelik yapılan ve dolayısıyla sadece kağıt üstünde kalan evlilik akitleri, Anayasa tarafından korunan "aile hayatı" kapsamında değerlendirilemez (Oksana Chicheishvili , § 31).
31. Başvuruya yansıyan olaydan önce başvurucunun, ikamet izni talebinin Türk vatandaşı ile olan evliliğinin anlaşmalı olduğu gerekçesine istinaden reddedilerek sınır dışıedildiği anlaşılmaktadır.
32. İkamet tezkeresi bulunmayan başvurucu, Türkiye"ye turist vizesiyle yeniden giriş yapmış ancak ülkede kalma süresi dolmasına rağmen hâlen ikamet tezkeresi alınmamış olduğundan hakkında ikinci kez sınır dışı edilme kararı verilmiştir. Başvuru, ikinci kez verilen bu sınır dışı edilme kararına dayanmaktadır.
33. Başvurucunun evliliğinin gerçek aile birliği kurmaya yönelik olmadığına dair kamu makamlarınca yapılan tespit ve bu tespite dayalı ikamet tezkere talebinin reddi başvuru konusu olmadığından incelemenin sadece olaya özgü koşullar altında ""sınır dışı etme"" kararının aile hayatına etkisiyle sınırlı yapılması gerekmektedir.
34. Başvurucu hakkında verilen sınır dışı etme kararı ancak başvurucunun evliliğinin ""gerçek"" olması hâlinde aile hayatına saygı hakkı kapsamında bir müdahale sayılabilecektir. Kamu makamlarınca başvuruya konu evliliğin göçmenlikle ilgili düzenlemelerden kaçmak amaçlı, ülkeye giriş ve ikamet izni alınmasına yönelik anlaşmalı evlilik olduğu tespit edilmiş ve yapılan bu tespit nedeniyle gerçekleştirilen işlemlerin iptal edildiğine dair bir bilgi başvurucu tarafından ortayakonulmamıştır. Öte yandanbaşvurucu, evliliğinin gerçek, fiilen yakın ve kişisel bağlara dayalı olduğuna dair açıklamada bulunmamış ve ""gerçekliği"" kanıtlayacak somut veriler de sunmamıştır. Bu durumda söz konusu evliliğin Anayasa ile korunması gerekli "aile hayatı"nı oluşturmadığı, bu nedenle aile hayatına saygı hakkının kapsamı dışında kaldığı anlaşılmaktadır.
35. Açıklanan gerekçelerle başvurununbu kısmının konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
36. Başvurucu, sınır dışı edilmesi gereken kişilerden olmadığı gibi ülkeye girişinin yasaklananlar kapsamında bulunmadığından hakkında verilen sınır dışı etme kararının hukuka aykırı olduğundan adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
37. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Sözleşme ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme"ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalanhak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
38. Sınır dışı edilme kararlarına ilişkin uyuşmazlıkları konu alan yargılama süreçleri, Sözleşme’nin 6. maddesinin koruma alanı dışında yer almaktadır. Bu çerçevede başvurucuların sınır dışı edilmelerine dair işlemlere karşı açtıkları dava süreçlerinde adil yargılanma haklarının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının konusunun, Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında olduğunun kabul edilmesi gerekir (Z.M. ve I.M., B. No: 2015/2037, 6/1/2016, § 63).
39. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
40. Başvurucu sınır dışı etme işlemleri aşamasında verilen idari gözetim kararı sebebiyle yüz seksen gün gözetim altında kaldığından kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
41. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun, bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması ve bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
42. Başvurucu, hakkında idari gözetim kararı verilerek yüz seksen gün gözetim altında tutulması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Kararın iptali amacıyla idare mahkemesinde açtığı davada, idari gözetim kararlarını inceleme yetkisinin adli yargı makamlarında olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Anılan görevsizlik kararı sonrasında başvurucu tarafından adli yargı mercilerine başvurulduğuna dair bilgi ve bulgu bulunmamaktadır. Bu durumda başvurucunun şikayetini öncelikle yetkili yargısal mercilere iletmeksizin bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmaktadır.
43. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Aile hayatına saygı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkin kısımlarının konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 7/2/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.