20. Hukuk Dairesi 2016/6601 E. , 2017/10172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 13.09.2013 havale tarihli dava dilekçesinde, sınırlarını belirttiği tapuda kayıtlı olmayan dava konusu taşınmazın yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmaları neticesinde orman tahdit sınırı içerisinde kaldığını, oysa bu taşınmazın üzerindeki zilyetliğinin 20 yılı aşkın süredir devam ettiğini, bu yüzden taşınmazın orman sınırı dışına çıkartılarak adına tespitini ve tescilini, aksi halde 2/B şerhi konularak orman sınırları dışına çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davacı ..."in davasının ... ili, ... ilçesi, ... beldesinde bulunan ve 02.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımlar yönünden reddine, (D) harfi ile gösterilip miktarı 26082,73 m2 olan kısmın orman tahdit sınırı dışına çıkarılarak davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02.04.2015 tarih 2014/9356 - 2015/2508 sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararından özetle: ""Orman Yönetiminin çekişmeli taşınmazın orman tahdit sınırları dışına çıkarılmasına ilişkin temyiz itirazları yönünden; eldeki dava orman tahdidine itiraza ilişkin olup, incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişisi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı gerçek kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerine göre zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu anlaşıldığına göre taşınmazın temyize konu kısmının orman tahdit sınırları dışına çıkarılmasına ilişkin verilen karar yönünden usûl ve kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşılmış ise de, taşınmazın tapuya tescili istemi de bulunduğu ve bu istemin de çekişmeli taşınmazın mülkiyetine yönelik bir hakka ilişkin olduğu, tescil talebine yönelik olarak genel mahkemelerin görevli olduğu dikkate alınmadan bu yönde görevsizlik kararı verilmesi"" gereğine değinilmiştir.Mahkemece bozma kararı görevsizlik kararı ile dosya görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmiş ve mahkemece davanın kısmen kabulüne, 02.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımlar yönünden reddine, (D) harfi ile gösterilip miktarı 26082,73 m2 olan kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ilk defa 2012 yılında 6831 sayılı Kanuna göre orman sınırlarının tespiti ve aynı kanunun 2/B maddesi uygulama çalışmaları yapılmıştır. Arazi kadastrosu ise 1974 yılında yapılmış ve dava konusu taşınmaz tapulama dışı bırakılmıştır.
Mahkemece 02.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 26082,73 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş isede dava tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olup gerekli ilanlar yapılmadığı gibi davada Hazine ile 6360 sayılı Kanun gereğince...İlçe Belediye Başkanlığı ve ...Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmamış ve dava konusu (D) harfi ile gösterilen kısım yönünden davacının zilyetlikle mülk edinme koşullarını sağlayıp sağlamadığı araştırılmamıştır.
Bu nedenle somut olayda mahkemece öncelikli olarak Hazine ve 6360 sayılı Kanun gereğince ... İlçe Belediye Başkanlığı ve ...Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya katılımları sağlanmalı;
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 713. maddesi ""Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur. Son ilândan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hâkim tescile karar verir"" şeklindeki açık hükmü gereğince dava konusu taşınmazın TMK"nın 713/4-5. maddesi gereğince gazete ile bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilan edilmesi ve son ilân tarihinden başlayarak üç aylık itiraz süresi beklendikten sonra, karar verilmesi gerektiği hükmü dikkate alınmalı, daha sonra dava konusu taşınmazın imar planı içerisine alınıp alınmadığının, alınmışsa hangi tarihte alındığının sorularak ilgili bilgi ve belgeler ile davaya konu (D) harfi ile gösterilen taşınmazın bulunduğu ... Beldesi çalışma paftası ile komşusu olan ... Köyü kadastro çalışma paftası ve dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları, memleket haritası ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bir harita, bir jeodezi ve fotogrametri uzmanı ve bir ziraat mühendisi aracılığıyla yapılacak inceleme ve keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden; dava konusu taşınmaza ait dava tarihinden 15- 20 yıl öncesi tarihli hava fotoğrafları, memleket haritası ve kadastro paftası ile çakıştırılıp stereoskop aletiyle incelenerek, davaya konu taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün ve bitki örtüsünü oluşturan unsurların sayı olarak tarif edildiği, ağaçların cinsi, yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve varsa kullanım durumu ve sınırlarını belirtir şekilde rapor alınmalı;
Fen bilirkişisinden ... Beldesi çalışma paftası ile ... Köyü kadastro çalışma paftasının ölçeklerinin eşitlenip kenarlaştırma yapılarak dava konusu taşınmazın geniş çaplı kroki üzerinde gösterilmesi istenmeli ve çekişmeli kısma komşu olan taşınmazlar belirlenerek kadastro tespit tutanaklarının var ise dayanak belgelerinin, tutanakları itirazsız veya hükmen kesinleşmiş ise kadastro veya hükmen oluşan tapu kayıtlarının, davalı ise hangi mahkemede davalı olduğunu belirtir tutanak suretlerinin tapu müdürlüğünden istenerek dosya içine alınmalı;Yine dava konusu taşınmazın zilyetlik yolu ile kazanma koşullarını taşıyıp taşımadığı araştırılarak, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanarak dava konusu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar (gerçek kişi) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı ve taşınmazın vasıfları her bir kısım için ayrı ayrı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/12/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.