Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/742
Karar No: 2020/3943
Karar Tarihi: 01.12.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/742 Esas 2020/3943 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir sıra cetveline itiraz davasında, davacı müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla dava dışı borçlular aleyhine icra takibi başlattığı ancak borcu ödeyen davalının bu ödemeyi muvazaalı olarak yaptığını ileri sürerek ihale bedelinin öncelikle müvekkilinin alacaklı olduğu dosyadaki alacağa ödenmesini, aksi halde ihale bedeli olan 120.000,00 TL'nin işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ettiği görülmektedir. Davalı ise davaya cevap vermemiştir. Mahkeme başlangıçta davayı reddetmiş, ancak temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi ilgili kararı bozmuştur. Dosya yeniden incelendikten sonra mahkeme, davalı ve borçlunun birlikte hareket ettiğini ve muvazaalı temlik işlemi gerçekleştirdiklerinden bahisle davayı kabul etmiştir. Ancak davalı vekili temyiz ederek hükmün bozulmasını istemiştir. Yargıtay ise, davacının ispat yükünün olduğu ve dosyada muvazaayı ispata yeterli delil olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Kanun maddeleri: İcra ve İflas Kanunu, Türk Borçlar Kanunu
23. Hukuk Dairesi         2018/742 E.  ,  2020/3943 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkilinin, alacağının tahsili amacıyla dava dışı borçlular aleyhine icra takibi başlattığını, borçlu ... adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, ipotek hakkı sahibi...nın talebi üzerine, taşınmazın, kıymet takdirinin yapıldığını ve satışa sunulduğunu, davalının ise ipotek alacaklısı bankadan alacağı temlik alarak ihaleye iştirak ettiğini, taşınmazın, davalıya alacağına mahsuben satıldığını, davalının ipotekten kaynaklanan alacağının gerçek bir alacağı bulunmadığını, temliknamenin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, ihale bedelinin öncelikle müvekkilinin alacaklı olduğu dosyadaki alacağa ödenmesini, ihale bedelinin dosyada nakit olarak bulunmaması sebebiyle ihale bedeli yerine geçen taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, aksi düşünülmesi halinde ihale bedeli olan 120.000,00 TL"nin ihalenin kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın Dairemizin 19.02.2016 tarihli ilamıyla; ispat yükünün davacı alacaklıda olduğu, davacıya ispat yükü tanınıp, inceleme ve araştırma yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş olup mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı ve borçlunun fikir ve eylem birliği içinde birlikte hareket ettiğini ve muvazaalı temlik işlemi gerçekleştirdiklerinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dairemizin 19.02.2016 tarihli bozma ilamı uyarınca, bankaya yapılan ödemelerin dava dışı borçlu tarafından borcu sona erdirmek (söndürmek) amacıyla yapıldığı fakat bunun üçüncü kişilere karşı varlığını koruyor gibi gösterilmesi için temlik ivazı olarak bankaya yatırıldığını ispat yükünün davacı alacaklıda olduğu belirtilmiştir. Davalı ...’ın gerçek bir temlike dayandığı bu kez davacının borcun esasında borçlu tarafından ödendiği halde makbuzların davalı adına düzenlendiğini ispat etmek zorunda olduğu, dosyada böyle bir ispatın mevcut olmadığı, mahkemenin davayı kabul için gösterdiği gerekçelerin muvazaayı ispata yeter olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi