8. Hukuk Dairesi 2019/246 E. , 2019/1335 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, ... 12. İcra Müdürlüğünün 2006/3799 esas sayılı dosyasında hacizli bulunan menkul mallardan 5 tonluk seperatör, enjantör, 5 tonluk süt depolama tankı, 2 tonluk süt taşıma tankı, krom ünite boru ve fiting, terazi, 5 tonluk karıştırmalık dikey süt tankı, 5 tonluk karıştırmasız dikey süt tankı, ... Seramik marka duvar fayansı, yarımlık paslanmaz kaşar kalıbı, 2 lik paslanmaz kaşar kalıbının davacıya aidiyetine karar verilmiş olup hükmün davacı üçüncü kişi vekili ile davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı üçüncü kişi vekili, borçluya sözlü olarak kiraladığı fabrikada bulunan ve davacıya ait olan makinelerin 18.07.2008 tarihinde haczedildiğini belirterek, haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın İİK’nin 97. maddesine göre açıldığını, ispat külfetinin davacıya ait olduğunu, borçlunun sunduğu belgeye göre haczin yapıldığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; haczin yapıldığı adresi borçluların davacıdan kiralayarak fiilen kullandıklarının uyuşmazlık konusu olmadığı, ancak davacının taşınmazı demirbaşları ile birlikte kiraya verdiğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, kararın temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24.11.2009 Tarihli ve 2009/4148 Esas, 2009/7929 karar sayılı ilamı ile, mahcuzların takip adresinde borçlu ... ve davacı üçüncü kişi huzurunda haczedildiği, İİK"nin 97/a maddesinin birinci fıkra ikinci cümlesi gereğince haczedilen taşınır malı borçlu ve üçüncü kişinin birlikte elinde bulundurmaları durumunda borçlunun malın maliki sayılacağı, alacaklı yararına olan bu yasal karinenin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından her türlü delille kanıtlanabileceği, davacı üçüncü kişinin, hacizli malların bir kısmını 17.05.2005 tarihinde dava dışı ... firmasından satın aldığına ilişkin anılan şirket kayıtlarını ve 14.06.2005 tarihli kapasite raporunu ve 2001 ve 2005 dönemini kapsayan faturaları sunduğu, Mahkemece uzman bilirkişi aracılığı ile keşif yapılarak, davacının sunduğu 17.01.2005 tarihli dava dışı ... ünvanlı firmadan alınan mallar ile ilgili anılan şirketin ticari defterindeki bilgilerin, 14.06.2005 tarihli kapasite raporunun ve davacı adına olan faturadaki malların hacizli mallarla karşılaştırması yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemece haciz yapılan adresin tanık beyanları, faturalar ve kapasite raporuna göre süt üretiminde kullanılan makinalarla birlikte borçluya teslim edildiği, bu durumda mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu, mahcuzların davalı borçluya ait olduğunun alacaklı tarafından kesin delillerle ispat edilemediği gerekçesi ile bilirkişi raporunda belirtilen mahcuz malların davacıya aidiyetine karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili ve davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; bozma ilamı gereğince yasal karine borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Yine bozma ilamında ispat külfetinin davacı üçüncü kişide olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında haciz yapılan işyerinin kiralandığı noktasında bir niza yoktur. Ancak mahcuzların kiralama ilişkisi ile borçluya kiralandığı; kapasite raporu ile sunulan faturaların ayırt edici özelliğinin olmaması, bozma kararı ile incelenmesine işaret edilen ticari defterlerin davacı tarafından ibraz edilmemiş olması nedeniyle ispatlanamamıştır. Bu durumda; Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu ve mahcuz malların borçluya ait olduğunun alacaklı tarafından kesin deliller ile ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenler ile davalı alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nin 366 ve 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca
BOZULMASINA, (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının reddine, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya iadesine, 25,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 19,20 TL"nin temyiz eden davacı üçüncü kişiden alınmasına, 12.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.