Ceza Genel Kurulu 2016/113 E. , 2017/458 K.
"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : Ceza Genel Kurulu
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Günü : 04.12.2015
Sayısı : 4-9
Sanık ... hakkında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma, sanık ... hakkında icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçlarından cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasında ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesince, yargılamaya Yargıtay 16. Ceza Dairesince devam edilmek üzere 25.11.2015 gün ve 4-9 sayı ile verilen görevsizlik kararı sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 5. Ceza Dairesince 04.12.2015 gün ve 4-9 sayı ile sanıklar müdafilerinin temyiz taleplerinin reddine karar verilmiş, bu kararında da sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “temyiz taleplerinin reddi” istemli 19.01.2016 gün ve 1 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; ilk derece yargılaması yapan Yargıtay Özel Dairesinin, başka bir Özel Dairenin görevli olduğundan bahisle verdiği görevsizlik kararının temyizi kabil olup olmadığı, bu bağlamda Özel Dairece verilen temyiz isteminin reddine ilişkin kararın isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir
İncelenen dosya kapsamına göre;
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 13.04.2015 gün ve 13787-1346 sayılı iddianamesi ile, sanık ..."ın TCK’nun 257/1 ve 53, sanık ..."ün ise aynı Kanunun 257/2 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarının ve kovuşturmalarının 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 89 ve 90. maddeleri uyarınca yapılmasının talep edildiği,
Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesince 05.06.2015 gün ve 149-158 sayı ile, son soruşturmanın Yargıtayın görevli Ceza Dairesinde açılmasına karar verildiği,
İlk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesince, sanık ...’a isnat edilen suça ilişkin soruşturma dosyasının 1-a-b ve 3 nolu bentlerinde anlatılan eylemlerin sübutu halinde görevi kötüye kullanma, 2 nolu bentte yazılı eylemin sübutu halinde ise TCK"nun 285/1-4. maddesinde yer alan "gizliliğin ihlâli" suçlarını oluşturabileceği ve sanık ..."a isnat edilen diğer eylemler ile sanık ..."e isnat edilen eylemin bağlantılı olduğu, yargılamanın Yargıtay 16. Ceza Dairesinde yapılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği,
Sanıklar müdafileri tarafından görevsizlik kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesince 04.12.2015 gün ve 4-9 sayılı ek karar ile, CMUK’nun 315/1. maddesi uyarınca temyiz taleplerinin reddine karar verildiği ve bu kararın da sanıklar müdafileri tarafından temyiz edildiği,
Anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın isabetli bir şekilde hukuki çözüme kavuşturulabilmesi için konuya ilişkin kanuni düzenlemelerin ve kavramların incelenmesinde yarar bulunmaktadır.
Karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun "Temyiz talebinin kabule şayan olmamasından dolayı hükmü veren mahkemece reddi” başlıklı 315. maddesinde; “Temyiz isteği kanuni sürenin geçmesinden sonra yapılmış veya temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmişse veya temyiz edenin buna hakkı yoksa, hükmü temyiz olunan mahkeme bir karar ile temyiz dilekçesini reddeder.
Temyiz eden taraf red kararının kendisine tebliğinden itibaren bir hafta Temyiz Mahkemesinden bu hususta bir karar verilmesini taleb edebilir. Bu takdirde dosya Temyiz Mahkemesine gönderilir. Şu kadar ki, bu sebepten dolayı hükmün infazı tehir olunmaz”,
“Yargıtayca temyiz isteğinin reddi” başlıklı 317. maddesinde de; “Yargıtay, süresi içinde temyiz dilekçesinin verilmediğini veya beyanının yapıldığını, hükmün temyiz edilemez olduğunu, temyiz edenin buna hakkı olmadığını görürse, temyiz isteğini reddeder, görmezse incelemesini yapar” düzenlemelerine yer verilmiştir.
1412 sayılı CMUK’nun 315. maddesinde, temyiz talebinin kabule değer olup olmadığı ön incelemesinin ilk derece mahkemesince yapılması öngörüldüğü halde, 317. madde ile aynı incelemenin Yargıtayca da yapılması hüküm altına alınmıştır.
Buna göre temyiz başvurusunda bulunulması halinde hükmü veren mahkemece, öncelikle temyiz başvurusunun kabul edilebilir olup olmadığı araştırılacak, bu bağlamda da temyiz talebinin süresinde yapılıp yapılmadığı, kararın temyiz edilebilir nitelikte olup olmadığı ve başvuruda bulunanın hükmü temyiz etmeye hak ve yetkisinin bulunup bulunmadığı incelenecektir.
Mahkemece temyiz isteğinin kabul edilebilir bulunması halinde, herhangi bir karar verilmeden aynı Kanunun 316. maddesi uyarınca tebligat işlemleri tamamlandıktan sonra dosya temyiz incelemesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilecektir. Buna karşılık, temyiz başvurusu kanuni süre geçtikten sonra yapılmışsa ya da karar temyiz edilebilir nitelikte değilse veya başvuruda bulunanın temyiz etme hakkı bulunmuyor ise temyiz talebi ilk derece mahkemesince CMUK"nun 315. maddesi uyarınca reddedilecektir. Başvuru sahibi de ret kararına karşı tebliğden itibaren bir hafta içinde temyiz kanun yolu başvurusunda bulunabilecek ve bu durumda da dosya Yargıtaya gönderilecektir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesiyle daireye gönderilen dosyanın esasına girilmeden önce, Yargıtay ilgili Dairesince öncelikle temyiz başvurusunun kabul edilebilir olup olmadığı araştırılacak, bu bağlamda da temyiz talebinin süresinde yapılıp yapılmadığı, kararın temyiz edilebilir nitelikte olup olmadığı, başvuruda bulunanın hükmü temyiz etmeye hak ve yetkisinin bulunup bulunmadığı incelenecektir. Temyiz başvurusunun kanuni süre geçtikten sonra yapılması ya da kararın temyiz edilebilir nitelikte bulunmaması veya başvuruda bulunanın temyiz etme hak ve yetkisinin olmaması halinde ise ilgili Dairece temyiz talebi 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca reddedilecek, temyiz talebinin reddi nedenlerinin bulunmaması durumunda da esas yönünden temyiz incelemesi yapılacaktır.
Dosyanın, hükmü temyiz olunan mahkemece verilen temyiz isteminin reddi kararına karşı yapılan başvuru üzerine yollanması halinde de Yargıtay tarafından; ret kararı usul ve kanuna uygun bulunursa temyizin reddi kararının onanmasına karar verilip, dosya mahkemesine geri gönderilecek, ret kararının usul ve kanuna aykırı olduğu tespit edilirse, bu karar kaldırılıp hüküm esastan incelenecektir. Diğer bir anlatımla, temyiz başvurusunun kabul edilebilirliği belirlendikten sonra Yargıtayca yapılacak inceleme ilk derece mahkemesince verilen hükmün esasına yönelik olacaktır.
Bu açıklamalardan sonra “görev” ve “görevsizlik kararı” kavramları üzerinde de durulmalıdır.
5271 sayılı CMK’nun "Görev" başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrası; "Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir",
"Re"sen görev kararı ve görevde uyuşmazlık" başlıklı 4. maddesi; "(1) Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re"sen karar verebilir. 6 ncı madde hükmü saklıdır.
(2) Görev konusunda mahkemeler arasında uyuşmazlık çıktığında, görevli mahkemeyi ortak yüksek görevli mahkeme belirler",
"Görevsizlik kararı verilmesi gereken hâl ve sonucu" başlıklı 5. maddesi ise; "(1) İddianamenin kabulünden sonra; işin, davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir.
(2) Adlî yargı içerisindeki mahkemeler bakımından verilen görevsizlik kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir"
Şeklinde düzenlenmiştir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında ilgililer yargılama yapan mahkemeye görev itirazında bulunabilirler. Davaya bakan mahkeme de görevli olup olmadığını kovuşturma evresinin her aşamasında resen dikkate alır. Adli yargı mahkemeleri arasında verilen görevsizlik kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir. (Ahmet Gökcen, Murat Balcı, M. Emin Alşahin, Kerim Çakır, Ceza Muhakemesi Hukuku, Adalet, 2. Baskı, 2017, 1. Cilt, s.195)
2797 sayılı Yargıtay Kanununun "Dairelerin görevleri" başlıklı 14. maddesinin birinci fıkrasında; "Hukuk daireleri ile ceza daireleri kendi aralarında işbölümü esasına göre çalışır" hükmü öngörülmüş, üçüncü fıkrasının (c) bendinde ise, "Temyiz davasına bakmakla görevli olan daire, Yargıtayın ilk derece mahkemesi olarak bakmakla görevli olduğu davalar ile olağanüstü kanun yollarına ilişkin davalara bakmakla da görevlidir" denilerek temyiz davasına bakmakla görevli olan dairenin, Yargıtayın ilk derece mahkemesi olarak yargılama yapacağı davalara da bakmakla görevli olduğu kabul edilmiştir.
Yargıtay daireleri arasındaki görev uyuşmazlığının ne şekilde çözüme kavuşturulacağı hususu 5271 sayılı CMK’da düzenlenmemiştir. Buna karşılık, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 17. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, ceza daireleri arasında meydana gelen görev ve iş bölümü uyuşmazlıklarını karara bağlamak görevi, Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna tevdii edilmiştir. Maddenin son cümlesinde ise, Başkanlar Kurullarının itiraz üzerine veya doğrudan doğruya verdikleri tüm kararların kesin olduğu ve bu kararlar aleyhine başka bir yargı merciine başvurulamayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun 26.12.1988 gün ve 325-566 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, Yargıtay daireleri arasındaki ilişki gerçek anlamda bir görev değil, iş bölümü ilişkisi olup, ceza daireleri arasında iş bölümüne ilişkin olarak ortaya çıkabilecek benzer uyuşmazlıkların çözümü, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca idari görev cümlesinden olmak üzere karara bağlanmaktadır. Bu kabulün doğal sonucu olarak, ceza yargılaması müessesesi olan "görev" kamu düzenini ilgilendirdiği ve kamu davasının taraflarının takip ve denetimine tabi bulunduğu halde, ceza daireleriyle ilgili "iş bölümü" ise Yargıtayın iç düzenini ilgilendirmekte olup, tarafların takip ve denetimine konu olamayacaktır.
Yargıtay Kanununun 17. maddesi uygulamasında, ceza dairelerinden birinin kendisini görevli kabul etmeyerek dosyayı diğer daireye göndermesi durumunda, muhatap dairenin kabullenip görevi üstlenmesi halinde hiçbir çelişki doğmamakta, eğer daire bu kararı benimsemez ve karşı görevsizlik kararı verirse doğacak uyuşmazlığın Yargıtayın iç idari kurullardan biri olan Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca çözümlenerek temyiz davasına bakacak dairenin bu kurulca kesin olarak belirlenmesi usulü benimsenmektedir. Anılan madde ile öngörülen bu düzenlemede Ceza Genel Kurulu görev üstlenmemektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık ... hakkında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma, sanık ... hakkında ise icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçlarından cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasında ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesince, sanık ..."a isnat edilen eylemlerin bir kısmının TCK"nun 285/1-4. maddesinde yer alan "gizliliğin ihlâli" suçunu oluşturabileceği ve yaptırımının daha fazla olduğu, sanık ..."a isnat edilen diğer eylemler ile sanık ..."e isnat edilen eylemin bağlantılı olduğu gerekçesiyle Yargıtay 16. Ceza Dairesine görevsizlik kararı verilmiş, bu kararın sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesince verilen 1412 sayılı CMUK’nun 315. maddesi uyarınca temyiz talebinin reddine dair ek karar da sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmiş ise de; Yargıtay Daireleri arasındaki görev ilişkisinin, adli yargı ilk derece mahkemeleri arasında var olan ve kamu düzenine ilişkin bulunan görev ilişkisi niteliğinde olmayıp, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanunla değişik 14. maddesindeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere idari nitelikte iş bölümü ilişkisi olduğu, dolayısıyla ceza daireleri ile ilgili “iş bölümü”nün, Yargıtayın iç düzenini ilgilendirdiği ve tarafların takip ve denetimine konu olamayacağı, bu durumda, Özel Dairece yapılan ilk derece yargılamasında verilen görevsizlik kararı aleyhine başvurulacak kanun yolu bulunmadığından, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin sanıklar müdafilerinin temyiz taleplerinin reddine ilişkin ek kararı usul ve kanuna uygundur.
Bu itibarla, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin temyiz taleplerinin reddine dair ek kararının onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 04.12.2015 gün ve 4-9 sayılı temyiz taleplerinin reddine dair ek kararının ONANMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.11.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.