1. Hukuk Dairesi 2015/4009 E. , 2017/7175 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVALILAR : ... V.D.
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve muris adına tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ..."in, 787 parsel sayılı taşınmazını dava dava dışı ... Cinbat"a 02.02.2001 tarihinde, adı geçenin de 26.09.2005 tarihinde davalı anneleri ..."e satış suretiyle devrettiğini, ..."in ise anılan taşınmazı 13.02.2006 tarihinde davalı oğlu ..."ye ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini, anılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalı ... adına olan kaydın iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, mirasbırakanları ..."in dava konusu 787 sayılı parseli gerçek satış işlemi ile dava dışı ..."e devrettiğini, sonrasındaki temliklerin de muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve mirasbırakan İsmail mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan İsmail"in 12.12.2001 tarihinde öldüğü ve geriye davacı kızları ... ile davalı eşi ... ve davalı oğlu ... ve dava dışı oğlu ..."in kaldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
Türk Medeni Kanununun 701-703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, T.M.K.nun 701 maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
Türk Medeni Kanununun 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (ll.l0.982 tarih l982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
Somut olayda, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, davacılar mirasçılardan davalı ... ve Avni aleyhine muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası açmışlar ve terekeye iade kararı verilmesini istemişlerdir. Dosyadaki veraset ilamından anlaşılacağı üzere, davalı ve davacılar dışında Cemalettin isimli mirasçı yani dava dışı ortak bulunmaktadır.
Hâl böyle olunca, davaya katılmayan ortağın olurunun alınması ya da miras şirketine TMK"nin 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
Davalı ..."un temyiz itirazları bu nedenle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.