16. Hukuk Dairesi 2015/18762 E. , 2017/8647 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında .... Köyü çalışma alanında bulunan 239 ada 2 parsel sayılı 1.192,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2 payı Mehmet oğlu ..., 1/2 payı .... ve ... adına tespit edilmiş, parsel üzerinde (A) harfi ile gösterilen evin ....’e, (B) harfi ile gösterilen evin ...’a ait olduğu tutanağın beyanlar hanesine yazılmıştır. Davacı ... oğlu ... tarafından davalı ... oğlu ... aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanağı davalı hale getirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, davalı ... Arslan"ın müdahalesinin men"i ile çekişmeli taşınmaz toplam 360 pay kabul edilerek isimleri ve payları hüküm fıkrasında gösterilmek suretiyle müşterek muris .... mirasçıları adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazın kök muris .... terekesine dahil olup, mirasçılar arasında ispatlanmış bir taksim olgusu olmadığı gerekçesi ile yazılı karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli değildir. Taşınmazın öncesinin tarafların ortak miras bırakanı ...’a ait olduğu konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Ancak davacı taraf taşınmazın yarı payının kendisine ait olduğu iddiasında bulunmuş, davalı taraf ise 21.7.2009 tarihi itibariyle muhtar huzurunda taşınmazın fiilen yarıya bölünmesi hususunda davacı taraf ile anlaştıklarını savunup 19.7.2009 tarihli belge sunmuştur. Öncesi kök muris ...’a ait olan taşınmazın mirasçılar arasında taksim edilip edilmediği, mirasçılar arasında pay devri olup olmadığının kesin olarak tespit edilmesi gerekir. Ne var ki, Mahkemece, terekeye dahil tüm taşınmazlar tespit olunmamış, ...’ın diğer mirasçıları ....’ın terekeden intikal eden paylara karşılık ne aldıkları belirlenmemiş, çekişmeli taşınmazın komşularından 233 ada 17 parsel sayılı taşınmaz taraflar adına tespit olunduğu halde diğer komşu taşınmazların tutanak suretleri getirtilmemiş, davalının dayandığı 19.07.2009 tarihli belge keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklar vasıtası ile uygulanarak belge içeriğine göre ... mirasçıları arasında terekeye dair bir uzlaşma olup olmadığı tespit edilmemiş olduğundan taksime ilişkin araştırmanın usulüne uygun olduğundan söz edilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için tarafların ortak miras bırakanı ... ....’ın ölüm gününde terekesine dahil olan tüm taşınır ve taşınmaz mallar belirlenip, taşınmazların kadastro tutanaklarının örnekleri dosya içine getirtilerek dosya tamamlandıktan sonra taşınmazların bulunduğu yerde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıklarının ve tespit bilirkişilerinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazların kimden kime geçtiği, kimin tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, tarafların ortak miras bırakanından kalan taşınmazların tüm mirasçıların ya da yasal temsilcilerinin katılımı ile paylaşmaya tabi tutulup tutulmadığı, her bir mirasçıya miras payına karşılık taşınır ya da taşınmaz mal verilip verilmediği, ya da mirasçıların miras haklarından diğerleri lehine vazgeçmiş olup olmadıkları dava konusu taşınmazların kimin miras payına düştüğü, kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri, terekeye dahil taşınmazların ve varsa mirasçılara verilen taşınmazların tespit tutanakları ile veya kesinleşmiş iseler kadastroca oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli; beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; davalının dayandığı belge içeriği tartışılmalı, terekenin paylaşıldığı sonucuna varıldığı takdirde davacı ve davalı arasında fiilen yarı yarıya kullanıma dair anlaşma olup olmadığı araştırılmalı, öte yandan kadastro tespiti sırasında her ne kadar taşınmazın malik hanesi doldurulmuş ise de; taşınmaz, genel mahkemeden Kadastro Mahkemesine aktarılan davaya konu olması nedeniyle malik hanesi hukuken boş olduğundan 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 30. maddesi gereğince Kadastro Hakimi tarafından re’sen hareket edilerek taşınmazın gerçek hak sahibinin kim olduğu araştırılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine,
07.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.