MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi ve kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜM : 1)Sanıklar ... ve ... hakkında TCK."nın 158/1.a, d, 62, 52, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
2)Sanıklar ... ve ... hakkında TCK."nın 158/1.a, d, 62, 52, 53, 58.maddeleri gereğince mahkumiyet

Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi ve kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıklar ..., ..., ..., ..."ın da içinde bulunduğu bir gurup tarafından, çeşitli illerde kendilerini vali ve kamu görevlisi yerine koyarak genellikle kanser tedavisi görmekte olan çocuklara yardım amacıyla şahıslardan yardım için para talep ettikleri ve bu şekilde yardım sever şahısların gönderdikleri paraları çekerek dolandırıcılık suçunu işledikleri, bu şekilde sanıkların birlikte hareketle katılan ..."i aradıkları, kendisini Diyarbakır Valisi olarak tanıtan şahsın tedavi gören bir hasta için para talep ettiği, bunun üzerine katılanın bildirilen hesaba 3.000 TL para gönderdiği, paranın gönderildiği hesabın sanık ..."e ait olduğu, paranın 1.000 TL"sinin çekildiği, kalan kısma bloke konulduğu, bu suretle sanıkların üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda;
Sanıkların birlikte hareket ederek Silvan Müftüsünden temin ettikleri telefon numarasından katılanı aradıkları, sanık ..."nın yanında diğer sanıklar da varken kendisini sekreter olarak tanıtıp sayın Valim diye telefonu sanık ..."e verdiği, Halit"in de kendisini Diyarbakır Valisi olarak tanıtıp "bir Diyarbakır"lı evladımız şu an Ankara"da tedavi görüyor iyileşmesi için İngiltere"ye gitmesi gerek bunun için yardımınızı bekliyoruz" diyerek hasta için para yardımında bulunmasını istediği, katılanın da yardım talebini kabul ederek kendisine bildirilen sanık ..."e ait banka hesabına 3.000 TL para gönderdiği, sanık ..."in bu paranın 1.000 TL"sini çektiği, bloke konulması sebebiyle geriye kalan parayı çekemediği anlaşılan olayda, sanıkların eyleminin TCK"nın değişik 158/1-L.maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu, ancak bu suçun 24/11/2016 tarihinde yürürlüğe girmesi sebebiyle sanıkların lehine olan, hükümden sonra ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırmaya tabi TCK"nın 157.maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde suç vasfında hataya düşülmesi,
Kabule göre de;
Sanık ..."ın adli sicil kaydında tekerrüre esas alınan Kırıkkale 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/737 E - 2011/36 K. sayılı ilamının, suç tarihinden sonra 15/03/2011 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından, tekerrüre esas alınamayacağı, başka da tekerrüre esas ilamın olmadığı gözetilmeden sanık hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.