15. Hukuk Dairesi 2016/2319 E. , 2018/325 K.
"İçtihat Metni"...
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava, davacı yüklenicinin sözleşmenin feshi ile menfi ve müspet zararlarının tazmini; karşı dava ise davalı-karşı davacı iş sahibinin sözleşmenin feshi, fazla ödeme ile işin zamanında ve tam olarak ifa edilmemesi nedeniyle uğradığı maddi kayıpların tahsili istemiyle açılmış olup; mahkemece asıl davada ıslahla arttırılan tutar da gözetilerek asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karar, davacı-karşı davalı yüklenici vekilince temyiz olunmuştur.
Yanlar arasındaki uyuşmazlık; imzalanan asıl ve ek sözleşmeler uyarınca tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği, mahkemece çıkartılacak kesin hesaba göre tarafların talep ettikleri alacaklarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama aşamasında, mahallinde 22.11.2012 günlü keşif icrası sonucu düzenlenen birinci bilirkişi heyetinin 27.08.2013 tarihli asıl raporunda davacı-karşı davalı yüklenicinin toplam 536.393,13 TL+KDV alacağı bulunduğu saptanmış; aynı bilirkişi heyetinin 24.03.2014 günlü ek raporunda ise davacı-karşı davalı yüklenicinin 823.380,71 TL alacağı olduğu belirtilmiştir. Mahkemece bu rapor yeterli kabul edilmeyerek hukukçu ve mali müşavirden oluşan ikinci bir bilirkişi heyeti oluşturulmuş ve ikinci bilirkişi kurulunun tanzim ettiği 05.05.2015 tarihli asıl rapora göre hüküm kurulmuştur. Hükme esas alınan ikinci bilirkişi heyetinin raporunda davacı-karşı davalı yüklenicinin, davalı iş sahibinden yaptığı iş bedeli karşılığı aldığı avans borcu mahsup edilerek 17.186,90 TL asıl alacağı ve 64.777,42 TL faiz alacağı hesaplanmış; davacı ikinci bilirkişi heyetininin raporuna göre 30.11.2015 günü harçlandırdığı ıslah dilekçesi ile talebini toplamda 84.964,00 TL"ye çıkarmış, mahkemece iki ayrı bilirkişi heyetinin düzenlediği raporlar arasındaki fahiş farklılık ve çelişki giderilmeden, asıl davada yüklenicinin ıslah istemi de nazara alınarak asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun “Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller” başlıklı 266. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle
./..
s.2
15.H.D.
2016/2319
2018/325
çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz." düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Kanun"un 282. maddesi uyarınca mahkeme, takdiri bir delil olan bilirkişi görüşlerini diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bilirkişi raporlarında görülen eksiklik ya da belirsizliğin tamamlanması veya giderilmesi görevi de, aynı Kanun"un 281/2. maddesine göre mahkemeye aittir. Bu halde, mahkemece re"sen veya tarafların talebi üzerine, Kanun"un 281/3. maddesi uyarınca, ilk raporu veren bilirkişilerden ek rapor alınabileceği gibi yeni bir bilirkişiler kurulu da oluşturulabilir. Nitekim, mahkemece bilirkişi raporunun denetimine imkân tanınması amacıyla Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 279/2. maddesi hükmünce kararda, bilirkişi raporunda inceleme konusu yapılan maddi vakıalar ile varılan sonuçların gerekçelerine yer verilmesi zorunluluğu bulunduğu ifade edilmiştir.
Mahkemece alınan farklı bilirkişi heyetlerince düzenlenmiş raporlar arasında önemli oranda çelişki ve farklılık bulunmaktadır. Mahkemece bu çelişki ve farklılıklar üzerinde durularak raporlar arasındaki çelişkiler giderilmemiş, ikinci bilirkişi heyetinin düzenlediği rapora neden üstünlük tanındığı gerekçeli ve denetime elverişli biçimde açıklanmamış, kesin hesap çıkartılarak uyuşmazlık maddi gerçeği ortaya çıkaracak şekilde çözülmemiştir. Bu hali ile son bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor hüküm tesisine elverişli bulunmamaktadır.
O halde mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı HMK"nın 281/3. maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişilerden farklı inşaat mühendisi, kesin hesap uzmanı ve mali müşavirden oluşan üç kişilik yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak alınacak rapor ile bilirkişilere kesin hesabı çıkarttırmak, sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle davacı-karşı davalı yüklenicinin kâr kaybı isteyemeyeceği ve kararı sadece davacının temyiz ettiği gözetilerek kazanılmış hak ilkesi de dikkate alınmak sureti ile davacı-karşı davalı yüklenicinin hakettiği iş bedelini hesaplatmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece raporlar arasındaki çelişki ve hesaplanan tutarlarda oluşan fahiş farklılıklar giderilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı-karşı davalı yüklenici yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı-karşı davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-karşı davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
....