1. Hukuk Dairesi 2020/507 E. , 2021/1353 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil ile bedel istekli dava sonunda, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen kararın taraflarca istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulü yönünde yeniden hüküm kurulmasına ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil ile bedel isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ... Kül’ün, 03.04.1995 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile eşinden intikal edecek taşınmazlardaki hak ve hisselerini muvazaalı olarak davalı oğluna temlik ettiğini, davalının bu sözleşmeye dayalı olarak iptal tescil davası açtığını, oysa ki mirasbırakana davalının değil, diğer oğlu ...’in baktığını, mirasbırakanın dava konusu 148 parsel sayılı taşınmazı 27.10.1992 tarihinde, 160 parsel sayılı taşınmazdaki payını 08.02.1993 tarihinde, 159 parsel sayılı taşınmazı 10.11.1993 tarihinde mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı oğluna satış yoluyla temlik ettiğini, davalının da 160 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakandan edindiği payın bir kısmını 3. kişiye devrettiğini ileri sürerek, davalının ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı olarak açtığı iptal tescil davasının bekletici mesele yapılmasını, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptalini, dava konusu 148, 160 ve 159 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tescilini, dava konusu 160 parsel sayılı taşınmazın 3. kişiye devredilen kısmıyla ilgili olarak bedelin belirleme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemişler; davacılar vekili 21.05.2013 tarihli dilekçe ile dava konusu 159 parselle ilgili davayı atiye terk ettiğini beyan etmiş; davalı ise bu parselle ilgili davanın geri alınmasına muvafakat etmemiş; davacılar vekili 22.10.2018 tarihli dilekçe ile dava konusu 159 parsel sayılı taşınmazla ilgili davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davalı, dava konusu 159 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanla ilgisi bulunmayıp, dava dışı kişiden edindiğini, dava konusu 148 ve 160 parsel sayılı taşınmazların satışının gerçek olduğunu, kardeşi ...’in traktör alıp borçlanması nedeniyle 148 parselin satışa çıkarılması üzerine bu taşınmazı satın aldığını, diğer kardeşi ... ile ortak oldukları traktördeki payına karşılık ise dava konusu 160 parsel sayılı taşınmazın kendisine devredildiğini, bakım görevini yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptaline ilişkin isteğin tefrikine karar verilerek yargılamaya devam edilmiş; mirasbırakan tarafından davalıya satış yoluyla devredilen dava konusu 148 (yeni 105 ada 81) parsel ile 160 (yeni 105 ada 44) parsel sayılı taşınmazlar yönünden temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile iptal tescile, dava konusu 159 (yeni 105 ada 82) parsel sayılı taşınmazla ilgili davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; anılan kararın taraflarca istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine; davacı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile bedel isteğinin de hüküm altına alınmasına, mirasbırakanın veraset ilamına atıf yapılmak suretiyle iptal tescile, dava konusu 159 parsel (yeni 105 ada 82) sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilerek yeniden hüküm kurulmuştur.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1930 doğumlu mirasbırakan ... ’ün 23.01.2007 tarihinde ölümü üzerine, davacılar ile davalının mirasçı kaldıkları, davacılardan ...’ın yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları ... ve ....’in yargılamaya katıldıkları, mirasbırakan ...’ın, ... 2. Noterliğinin 03.04.1995 tarih 3292 yevmiye no’lu ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile eşinden intikal edecek taşınmazlardaki hak ve hisselerinin tamamını davalı oğluna temlik ettiği, eldeki davada anılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptaline ilişkin isteğin tefrikine karar verilerek yargılamaya devam edildiği; dava konusu 159 parsel (yeni 105 ada 82) parsel sayılı taşınmazın dava dışı ....na ait iken 10.11.1993 tarihinde, dava konusu 148 parsel (yeni 105 ada 81) sayılı taşınmazın mirasbırakan adına kayıtlı iken 27.10.1992 tarihinde satış yoluyla davalıya temlik edildiği, dava konusu 160 parsel (yeni 105 ada 44) sayılı taşınmazın 60/76 payı mirasbırakan adına kayıtlı iken payının tamamını 08.02.1993 tarihinde satış yoluyla davalıya temlik ettiği, davalının da bu taşınmazda 40/76 payı uhdesinde bırakarak 20/76 payı 15.05.2009 tarihinde dava dışı ...’ye satış yoluyla devrettiği, davalı tarafından dava dışı 3. kişiye devredilen payla ilgili olarak eldeki davada bedel talep edildiği, dava tarihi itibariyle dava konusu 148 parsel sayılı taşınmazın değerinin 89.764,29 TL, 160 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı 40/76 payına isabet eden değerin 39.419,34 TL, davalı tarafından 3. kişiye devredilen 20/76 payına isabet eden değerin ise 19.709,67 TL olmak üzere kabul kapsamındaki dava konusu taşınmazların toplam değerinin 148.893,30 TL olarak keşfen saptandığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; dava konusu 160 parsel sayılı taşınmazda davalının mirasbırakandan temlik aldığı 60/76 payın yalnızca 20/76 payını dava dışı 3. kişiye devrettiği nazara alındığında, bölge adliye mahkemesince anılan taşınmazla ilgili bedele hükmedilirken hüküm fıkrasında davalının 3. kişiye devrettiği pay oranının 36/75 pay olarak yazılmasının maddi hataya dayalı olduğu sonucuna varılmaktadır.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK."nın 362.maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2019 yılı itibarıyla HMK"nin 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00-TL’lik kesinlik sınırı 58.800.00-TL olarak uygulanmaya başlamıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değerdir.
Somut olayda, kabul kapsamındaki dava konusu 148 ve 160 parsel sayılı taşınmazların dava tarihi itibariyle keşfen saptanan toplam değeri 148.893,30 TL olup, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davacılar ....’nın 112/672’şer miras payına 24.815,55 TL, davacılar...’nın 16/672’şer miras payına 3.545,07 TL, davacı ...’in 28/672 miras payına 6.203,88 TL, davacılar ....in 21/672’şer miras payına 4.652,91 TL isabet ettiği, davacıların her birinin miras payına isabet değerlerin 2019 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 58.800.00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
Yukarıda açıklanan nedenden ötürü kabul kapsamındaki dava konusu 148 ve 160 parsel sayılı taşınmazlar bakımından temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki dava yönünden davalının temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE.
Davanın feragat nedeniyle reddine karar verilen dava konusu 159 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak davalının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazına gelince;
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında dava değeri, davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olup; 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca, gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği öngörülmüştür. Dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı; diğer yandan karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 6. maddesinde yazılı “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle, ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.” düzenlemesinin de gözetilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Somut olayda ise, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilen dava konusu 159 parsel sayılı taşınmazla ilgili değer tespiti yapılmamış; anılan taşınmazın değerinin saptanması gerektiği yönündeki davalı itirazı da göz ardı edilmiştir.
Hal böyle olunca, dava konusu 159 parsel sayılı taşınmaz yönünden Harçlar Kanununun 16. maddesi gereğince, taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin keşfen belirlenmesi; feragat eden davacıların miras paylarına isabet eden ve harcı tamamlanan değer üzerinden AAÜT’nin 6. maddesi de gözetilmek suretiyle sonucuna göre davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, söz konusu işlemler yapılmadan maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Öte yandan, davaya vekalette özel yetki verilmesini gerektiren halleri düzenleyen 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 74. maddesi gereğince, davadan feragat için vekile özel yetki verilmesi gerektiğinde kuşku yoktur.
Ne var ki; vekille temsil olunan davacılardan ..., ..., ... ve ... tarafından verilen vekaletnamelerde davadan feragat yetkisinin bulunmadığı görülmektedir.
O halde, adı geçen davacılar yönünden vekile, HMK’nin 74. ve 77. maddeleri uyarınca davadan feragat yetkisi içeren vekaletnameleri sunması için usulünce süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, anılan hususun göz ardı edilmesi de doğru olmamıştır.
Davalının değinilen yönlerden yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz eden davalıya geri verilmesine, 10.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.