Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10465
Karar No: 2016/5051
Karar Tarihi: 04.05.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/10465 Esas 2016/5051 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/10465 E.  ,  2016/5051 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/05/2015 tarih ve 2014/20-2015/74 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin tanınmış "...." markasının adına tescilli olduğunu, davalının müvekkili ile aynı alanda ticari faaliyette anılan ibareyi marka ve firma adı olarak kullandığını, markayı faturalarında, basılı evrak ve tanıtım gereçlerinde, kısaltılmış şirket adı olarak kullandığını, davalının anılan ibareyi şirket unvanı ve marka olarak kullanmasının müvekkili marka hakkına, unvanına tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini ve müvekkiline zarar verdiğini, davalının bir dönem müvekkili ile bayilik ilişkisi olduğunu ancak, davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve yıllık 250 ton mal alma zorunluluğuna uymaması nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, bu nedenle bayilik sözleşmesinin başlangıç tarihi olan 01/01/2003 yılından bitiş tarihi olan 15/01/2012 tarihine kadar davalının eksik tonaj alımlarının hesaplanarak bu bedelin tazminat olarak ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını, men"ini, davalı unvanından “...” ibaresinin çıkartılmasını, eski hale iadesini, davalının bayilik sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davalının alması zorunlu olan eksik tonajların tespiti ile şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminat ile kardan mahrumiyet nedeniyle 5.000,00 TL tazminatın sözleşmenin ihlal tarihi itibari ile reeskont faiziyle davalıdan tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, kesin hüküm itirazı ve zamanaşımı def"inde bulunmuş, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının markayı izinsiz biçimde kullandığına dair herhangi bir kanıt sunulmadığı, davalının iş yerinde, ticari defter ve belgelerinde yapılan inceleme ile de markasal kullanıma dair bir bulguya ulaşılamadığı nitekim, davacının aynı iddiasının daha önce taraflar arasında görülüp, temyiz incelemesinden de geçerek kesinleşen kararda da değerlendirildiği ve işbu kararda ayrıca, unvanla ilgili olarak, davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı, terkin isteyemeyeceği sonucuna ulaşıldığı, markanın bu dava tarihinden sonra da kullanıldığına ilişkin bir olgu bulunmadığından, markaya tecavüz ile ilgili yine aynı sonuca varmak gerektiği, davalının, uzun süre “...” ibareli unvanı ile faaliyet gösterdiği, daha sonra kılavuz sözcüğü “...” olarak değiştirdiği, daha önce görülen davada verilen karar ile tespit edilen bu olgular ve davranış biçimlerinin taraflar bakımından sonuç doğurucu olduğu, davalının, davacı ile bayilik sözleşmesini de söz konusu unvanı kullanarak imzaladığından, davacının benzer kılavuz sözcükle unvan kullanımına ses çıkarmadığı, kullanımın oldukça uzun bir süre devam ettiği, unvan terkini bakımından da, davalının başlangıçta davacının izni ile kullanmaya başlayıp, tescil ettirdiği unvanın tescil edildiği tarihten bu yana geçen süre ve tescilli hak kullanımı nedeniyle, tecavüz ve haksız rekabet değerlendirmesi yapılamadığı, usulüne uygun olarak tescil edilmiş bir ticari işaretin yine, usulüne uygun biçimde kullanımının hukuka aykırı olmayacağı, davacının iddiasının MK"nın 2. m. de aykırı olduğu ayrıca, taraflar arasındaki tonaj yükümlülüğü öngören 01/01/2003 tarihli sözleşmeye göre davalının yıllık 250 ton alım şartı bulunduğu halde, buna uymadığı ancak, davacının davalıya herhangi bir uyarıda bulunmadığı ve sözleşmeyi uygulamaya devam ettiği, böyle olunca, davalının anılan yükümlülüğü ile ilgili sözleşme şartının uygulanmayacağına ilişkin bir inanç edindiği yani, sözleşmenin taraflar arasında fiilen tadil edilmiş olduğu, davalıda kendisine dava açılmayacağına dair güven oluşturan davacının, aradan yıllar geçtikten ve ticari ilişkileri ilk davanın açıldığı tarihte bozulduktan sonra yine bu davanın kesinleşmesini bekleyerek dava açmasının MK"nın 2. m. uygun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Mahkemece hüküm fıkrasının 4. bendinde reddedilen maddi tazminat istemi yönünden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına 1.200,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T."nin 13. maddesinde “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” hükmü düzenlenmiştir. Anılan hüküm uyarınca 2.200,00 TL maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla nisbi vekalet ücretine hükmetmek gerekirken anılan husus nazara alınmaksızın karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan “....1.200 TL...” ibaresinin çıkartılarak yerine “....2.200,00 TL...” ibaresi eklenilmek sureti ile kararın davalı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 04/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi