11. Hukuk Dairesi 2015/9355 E. , 2016/5050 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ....... FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2013
NUMARASI : 2011/68-2013/251
Taraflar arasında görülen davada ........ Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/11/2013 tarih ve 2011/68-2013/251 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili adına tescilli 2007/055274 no"lu marka ile 2010/01165 sayılı tasarım tesciline konu olan görseli dava konusu ambalajları izinsiz olarak ürettiğini, davalı ile müvekkili arasında daha önceden mail yoluyla yapılan yazışmalarda, davalının müvekkiline ait ürünleri “.........” içeren taahhütlerde bulunduğunu ve kullanacağı yeni ambalaj örneklerini müvekkiline gönderdiğini, ancak buna rağmen taklit ambalaj tasarımlarını üretime devam etmesi üzerine ihtarname gönderildiğini, davalının ihtarname tebliğinden sonra da eylemine son vermediğini, ürünlerin yurt dışındaki firmalara satışını gerçekleştirdiğini ve alıcıların bu ürünleri müvekkili şirkete ait olduğu zannı ile ve fiyatların daha ucuz olması sebebiyle tercih ettiğini, bu durumun davalının haksız kazanç elde etmesini sağlarken, müvekkil şirketin zararına yol açtığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 554 sayılı KHK"nın 52/1- b uyarınca 1.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat ile şimdilik 1.000,00 TL yoksun kalınan kazancın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, husumet itirazında bulunmuş, müvekkili tarafından dava konusu yapılan ürünlerin üretim ya da satışının yapılmadığını, ürünlerin dava dışı N..... B.....-B..... Gıda Sanayi tarafından 2006 yılında üretildiğini, bu kişi tarafından üretilen ürün ve tasarımın da davacı tasarım ya da marka hakkına tecavüz etmediğini, kaldı ki dava konusu ambalaj tasarımının çok önceden dava dışı yabancı tanınmış bir firma tarafından kullanıldığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir taahhüdünün de bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı adına tescilli tasarıma konu ambalaj görseli ile davalıya ait ambalaj deseninin aynı özellikleri içerdiği, farklıların ayırt ediciliği sağlayacak düzeyde olmadığı, özellikle ürünlerin yaşları çok küçük çocuklara hitap etmesi nedeniyle bilgilenmiş kullanıcıların küçük çocuklar olup, tasarımlar arasında belirgin farklılık bulunmadığı, davalı ambalajlarının, davacının tasarım hakkının ihlali niteliğinde olduğu, dava dışı B.......
G...... Sanayi firmasına 20/12/2004 tarihinde verilen sertifikalarda görsel bulunmadığından davalının ambalajı daha önceden ürettiğini kanıtlayamadığı, faturalarda da ambalaj görseli bulunmadığı, 2006 yılına ait olduğu ileri sürülen ürün kataloğunda benzer ambalaj görselleri var ise de, kataloğun gerçekte 2006 yılında basımının yapıldığına ilişkin baskı tarihine işaret eden bir veri bulunmadığı, dava dışı kişi ile davalı arasında bir iç içelik olduğu, N...... B.......’ın davalı şirketin ortağı ve yetkili temsilcisi olup, her iki firmanın da adresinin aynı olduğu, N.... B.......’ın şahsı adına işlettiği firmanın ismini kullanarak aynı adresteki işletmede ürettiği şekerlemeleri, yine o adreste bulunan davalı üzerinden pazarladığı, faturaların da bu ticari ilişkiyi doğruladığı, davalının üreten değil ise de malları pazarlayan firma olarak 554 sayılı KHK’nın 50. maddesi uyarınca ihlalden sorumlu olduğu, davalı şirket temsilcisinin, davacı şirkete dava öncesinde gönderdiği ve inkar edilmeyen e-posta içeriğinde de, ambalaj tasarımının, davacı tasarımının ihlali olduğunu kabul ederek değişikliğe gitme sözü vermek suretiyle, ihlal eyleminde dahillerinin bulunduğunu tevil yollu olarak ikrar ettikleri, davalı eyleminin “iltibas” yoluyla haksız rekabet olduğu, gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalının davacıya ait tescilli tasarımdan doğan hakka tecavüzde bulunduğunun tespitine, ihlalin durdurulmasına, önlenmesine, ihlale konu ürünlerin tasarıma konu olan ambalajlarının toplatılmasına ve imhasına, yoksun kalınan kazanç talebi ile birlikte 2.000,00 TL maddi tazminat ile takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, hükmün ilanına, sair istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, tasarım, hakkına tecavüz ile haksız rekabet iddialarına dayalı maddi ve manevi tazminat ile yoksun kalınan kazancın tazmini istemlerine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde davacının tescilli tasarımına konu ürünlerin dava dışı N..... B.......-B..... G........ Sanayi tarafından üretildiği ve davalı tarafından da pazarlandığı, bu itibarla, davalının üreten değil ise de malları pazarlayan olarak ihlalden sorumlu olduğu gerekçesiyle hüküm tesisi cihetine gidilmiş ise de, dava konusu ürünlerin davalı şirket tarafından üretildiği, satıldığı ya da pazarlandığına dair bir delil bulunmaması nedeniyle sübjektif hakkın sorumlusunun yani davada davalı sıfatının muhatabının davalı olduğu kanıtlanamadığından davalı aleyhine açılan işbu davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.