3. Hukuk Dairesi 2015/17965 E. , 2017/3384 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... kısmen kabulüne, davalı ... ve ... yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalılardan ..."in, araç maliki Selçuk Müsellim"e ait vekaletname ile 34 BL 0389 plakalı aracı 28.150,00 TL karşılığı davacıya satılması konusunda anlaştıklarını, 04/01/2006 tarihinde davalı ..."ın noter, davalı ..."in başkâtip olduğu Üsküdar 12. Noterliği"ne giderek Selçuk Müsellim tarafından verilen vekaletname ile, araca ait ruhsat ve araca ait ilişik kesme belgesi ile aracın satışının yapıldığını, davacının Esenler Trafik Tescil Şubesi"ne aracın tescili için başvurduğu sırada çalıntı olduğunun tesbit edildiğini, araca el konulduğunu, noter satış sözleşmesinin incelenmesinde ekinde bulunan satış işlemi için bulunması zorunlu olan ilişik kesme belgesinde yazan şasi numarası ile satış için notere ibraz edilen ruhsattaki şasi numarasının birbirinden tamamen farklı olduğunu tespit ettiklerini, bu durumu noterin ve yetkili başkatibinin incelemesi gerekirken, görevlerini gereği gibi yapmadıklarından, davacının 28.150,00 TL zarara uğratıldığını, davalılar ... ve ... aleyhine Üsküdar 6. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2006/783 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, Üsküdar 2. Noteri ... için ise Adalet Bakanlığı"ndan soruşturma izni verildiğini ileri sürerek davacının uğradığı 28.150,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; davacının aracına el konulduğu tarihten itibaren 1 yıl içinde dava açması gerektiğini, davanın 1 yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığı gibi noter olan davalının haksız fiil olayında hiçbir ilgisinin bulunmadığından davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; davanın zamanaşımına uğradığını, satış işleminin ruhsattaki bilgilere göre yapıldığını, olayda kusurunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı ... ve ... hakkında açılan davanın reddi ile davalı ... hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile 22.500,00 TL"nin 04/01/2006 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Hükmü temyiz eden davalı ... tarafından verilen temyiz dilekçesi temyiz defterine kaydedilmiş ise de temyiz harçlarının yatırıldığına dair dosya içerisinde bilgi ve belge bulunmadığı, Mahkemece, söz konusu harcın ikmal edilmesi için davalı vasisine muhtıra tebliğ edildiği, ancak verilen süre içerisinde davalının harcı tamamlamadığı anlaşılmıştır. Buna göre, açıklanan nedenlerle davalı ..."in temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava; noterde düzenlenen araç satış sözleşmesiyle satın alınan aracın, alıcının elinden alınması nedeniyle, alıcının uğradığı maddi zararın, noter ve notere vekaleten vekaletnameyi düzenleyip imzalayan katipten tazmini istemine ilişkindir.
1512 sayılı Noterlik Kanunu"nun 162.maddesine göre, ""Noterler bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar"". Bu maddeye göre noterlerin sorumluluğu Kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumlulukta ise, zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur, aksine kusursuz sorumlu olan davalının (noterin) olayla zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir.
Sorumluluk Hukukunun önemli ögelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Teoride ve uygulamada; mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz sorumlu olan kişi sorumluluktan kurtulur.
Diğer taraftan Noterlik Yasası"nın 72.maddesi gereğince noter; iş yaptıracak kişilerin kimlik ve adresleri ile gerçek isteklerini tam öğrenmekle yükümlüdür. Noterin sahte belgeler ile işlem yapması ve gerçek maliki iyi tespit edememesi, hatalı ve eksik bir işlemdir.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davalı ..."in sahte olarak düzenlediği ve gerçek araç maliki Selçuk Müsellim"e ait kimlik bilgilerini içeren vekaletname, ruhsat, ilişik kesme belgesini notere sunduğu, davacıyı zarara uğratan bu sahte belgelere dayalı olarak noterce yapıldığı anlaşılmaktadır.
07.01.2006 tarihli ekspertiz raporu ile, tetkik için gönderilen motorlu araç trafik belgesi ile oto plakası üzerinde yapılan incelemede; belgelerin sahte oldukları, üzerlerinde sahte soğuk mühür izleri oluşturulduğu, mühür izlerinin basım yerleri ve özellikleri nedeni ile belgelerin iğfal kabiliyetlerinin bulunduğu kanaatine varıldığı rapor edilmiştir.
Somut olayda; sahte motorlu araç trafik belgesi kullanılarak aracın satışının yapıldığı, davacının bu nedenle zarara uğradığı sabit olduğuna göre; nedensellik bağının kesildiğinin ispatı davalı notere düşmektedir.
Kamu hizmeti yürüten noterin, motorlu araç trafik belgesinde hatalar nedeniyle daha özenli davranıp gerekli araştırmayı yaparak sürücü belgesi ve vekaletnamenin sahte olup olmadığını detaylı şekilde araştırması gerekmektedir.
Davalı noterin, sahte motorlu araç trafik belgesine dayanarak satış yapmış olması özen yükümlülüğünün kusurlu şekilde aksattığını göstermekte olup, noterin eylemi ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağının kesilmediği açıktır. Bu nedenle, davalı noterin ve onun adına işlem yapan diğer davalıların sorumluluğu cihetine gidilmelidir.
O halde, mahkemece; davalı noterin, araç satış işlemini yaparken kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermediği gözetilerek, kamu hizmeti yapan noterin, gerekli dikkat ve özeni göstermemesi onun sorumluluğunu gerektirdiğinden, davacının uğradığı maddi kayıpların belirlenmesi ve davalılardan tazminine karar verilmesi gerekirken; itibar edilmeyen gerekçeler ile, davalılar ... ve ... yönünden davanın reddine yönelik hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."in temyiz isteminin reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.