Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı, borçlular aleyhine kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçmiş bulunmaktadır. Takip konusu edilen bonoda, keşideci borçlular  yönünden TTK’nun 688/6.maddesi anlamında tanzim yeri bulunmamaktadır. Aval veren borçlu açısından TTK’nun 688/6.maddesinde öngörüldüğü şekilde bir yer mevcut ise de, bu adresin varlığı, yukarıda açıklanan borçlular için öngörülen zorunluluğu gidermez. Bu durumda borçlu keşideciler yönünden bono vasfında sayılmayan senet, avalist konumunda bulunan borçlular için de bono vasfında sayılamayacağından ve borç da kabul edilmediğinden, mahkemece hiçbir işlem yapılmaksızın İİK’nun 170/a-2.maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek ve şikayetçi borçluların verilen kesin süre içerisinde öngörülen işlemleri yerine getirmediklerinden bahisle şikayetin reddi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.