15. Ceza Dairesi Esas No: 2017/9817 Karar No: 2019/14927 Karar Tarihi: 16.12.2019
Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/9817 Esas 2019/14927 Karar Sayılı İlamı
15. Ceza Dairesi 2017/9817 E. , 2019/14927 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : CMK 223/2-a maddesi gereğince beraat (atılı suçlardan ayrı ayrı)
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından esas yönelik sanık müdafii tarafından vekalet ücretiyle sınırlı olarak temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın, keşide etmeye herhangi bir yetkisi ve vekaletnamesi olmadığı halde suça konu çeki keşide ederek piyasaya sürdüğü ve bu şekilde nitelikli dolandırıcılık ile resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, 1)Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; TCK’nın 204/1. maddesinde yer alan resmi belgede sahtecilik suçu için öngörülen cezanın miktarına göre, aynı kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin, suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 2)Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanık savunmaları, katılanların beyanları, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi örneği ve tüm dosya kapsamına göre; suça konu çekin keşide tarihine nazaran sanığın, çekin keşidecisi olan şirketin ortağı ve müdürü olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın beraatine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün ilgili kısmına "Sanığın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 3.000 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine" fıkrasının eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.