Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1770
Karar No: 2018/11426
Karar Tarihi: 28.11.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/1770 Esas 2018/11426 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/1770 E.  ,  2018/11426 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, motorsikletle seyretmekte olan davacıya davalının kendisine ait ve kendi sevk ve idaresinde bulunan otomobil ile çarptığını, kazanın oluşumunda davalının asli kusurlu olduğunu, kaza sonucunda davacının bacağında parçalı kırık meydana geldiğini, tedavisinin halen devam ettiğini belirterek oluşan tüm maddi zararları için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekiline dava dilekçesinde talep ettiği maddi tazminatın hangi kalemlere ilişkin olduğu konusunda açıklayıcı dilekçe ibraz etmesi için süre verilmiş, 29/05/2012 havale tarihli dilekçede maddi tazminat talebi kuruşlandırma yapılmadan açıklanmıştır.
    Davacı vekili 01/10/2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile müvekkilinin işgücü kaybı olarak 41.677,32 TL, motosikletinde meydana gelen hasar nedeniyle de 900,00 TL maddi zararının toplamı olan 42.577,32 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, kazanın meydana gelmesinde kusurun davacıya ait olduğunu talep edilen maddi tazminatın yerinde olmadığını zira kazadan hemen sonra davalının hastaneye
    giderek davacı hakkında toplam 4.000,00 TL ödeme yaptığını, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının maddi tazminat talebinin ıslah edilmiş hali ile kabulü ile 42.577,32 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 29/10/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, dava dilekçesinde işgöremezlik, tedavi ve yol gideri ile hasar bedeli talebinde bulunmuş fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 1.000,00 TL maddi tazminat talep etmiş, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundan sonra maddi tazminat talebini işgöremezlik için 41.677,32 TL, hasar bedeli için 900,00 TL olmak üzere toplam 42.577,32 TL"ye yükseltmiştir.
    Tedavi gideri, yaralanan kişinin sadece hastanede yapılan giderleri olmayıp bunun dışında ilaç, pansuman, medikal malzeme gibi doğrudan tedaviye bağlı giderler dışında, tedavi sırasında yapılacak diğer zorunlu giderler de tedavi giderleri içerisindedir. Bu giderlerin tamamının fatura ile kanıtlanması mümkün değildir. Bu konuda 818 sayılı BK 42/II maddesi yol gösterici nitelikte olup aynı zamanda zararın gerçek miktarını belirleyecek olan hakime de bir görev yüklemektedir.
    Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde geçici, sürekli işgöremezlik, tedavi ve yol gideri ile hasar bedeli
    talebinde bulunmuşsa da bu taleplerini miktar olarak açıklamadığı ve toplam 1.000,00 TL tazminat talebinde bulunduğu dikkat alınarak mahkemece öncelikle davacı tarafa maddi tazminat talebini kuruşlandırarak açıklaması için uygun bir süre verilmesi, davacının dayandığı ve ispata yarar deliller dosya arasına alındıktan sonra konusunda uzman adli tıp bilirkişisinden, davacının kazadaki yaralanması ile tedavisinin mahiyeti, tedavi süresi ve şekli ile tedavi belgeleri dikkate alınmak suretiyle, tedavi sürecinde yapılması muhtemel ve belgelenmemiş tedavi giderlerinin miktarı ve ulaşım gideri konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre, belgesiz tedavi giderlerinden davalının sorumlu olduğu da gözetilmek suretiyle, davacının tedavi ve ulaşım gideri istemi hakkında karar verilmesi gerekirken; olumlu olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre, davalı vekilinin maddi tazminatın red edilen kısmı yönünden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Dava, kısmen kabul kısmen reddedildiğinde, mahkemece, kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine A.A.Ü.T. uyarınca, reddedilen kısım üzerinden nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekir. Bu durumda, yapılan yargılama sonucunda talebin kısmen kabul kısmen reddedilmesi halinde davalı lehine yukarıda yapılan açıklama doğrultusunda vekalet ücreti takdiri gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    4-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 3.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde davacı tarafa 3.000,00 TL manevi tazminat adı altında ödeme yaptığını belirterek bu hususta Taahhütname adı altında ... imzalı evrak sunmuştur. Davalı tarafça iddia olunan bu ödeme davacının kendisinden sorularak, hangi tür tazminat talebi için verildiği tespit edildikten sonra, tazminattan mahsubunun gerekip gerekmediği hususunun değerlendirilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi