3. Hukuk Dairesi 2015/17864 E. , 2017/3361 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ,kendisinin Siteler’de ticarethane işlettiğini, davalı kurum tarafından gönderilen üç adet kaçak elektrik tüketimi tespit tutanağında sayaç bağlantılarının doğru olduğunun belirtildiğini, 15/10/2012 tarihli fatura, 19/09/2013 tarihli fatura, 20/11/2013 tarihli fatura olmak üzere toplam üç adet faturada perakende satış sözleşmesi yapılmadan tüketim yapılması halinde Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi gereği kaçak elektrik kullanımı kapsamında işlem yapılacağının belirtildiğini, sonrasında da üç faturaya ilişkin 37.507,75TL tutarında üç adet cezalı kaçak tüketim faturası gönderildiğini, kendisinin iş yerine taşınma tarihinin 12 Eylül 2012 olduğunu, 35162836 seri no’lu sayacın kimin adına kayıtlı olduğunu ve borcun sebebinin gelen belgelerden anlaşılamadığını ileri sürerek, elektrik faturasından dolayı 37.507,75TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının ticari abone olması sebebi ile görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, ayrıca perakende satışı yapanın Enerjisa olması sebebi ile husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, esas yönünden ise, tutanak tarihlerine bakıldığında söz konusu tutanakların davacının bu iş yerine taşındıktan sonraki ve faaliyetini yürüttüğü dönemlere ilişkin olduğunu, davacının tükettiği elektriğin bedelini ödemekle yükümlü olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının ticari faaliyette bulunduğu süre içerisinde abone olmaksızın kaçak elektrik kullandığı, düzenlenen ve tebliğ edilen kaçak elektrik tüketim faturalarından sorumlu olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava; kaçak elektrik tüketiminden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
TTK"nun 4.maddesinde ise ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında "her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda..."sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 12. maddesinde "Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir" hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, "6102 sayılı Kanun"un 5.maddesinin başlığı" 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler" şeklinde, 1. fıkrasında yer alan "davalara" ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki "çekişmesiz yargı işlerine" şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 12. maddesinde "Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir" hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, "6102 sayılı Kanun"un 5.maddesinin başlığı" 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler" şeklinde, 1. fıkrasında yer alan "davalara" ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki "çekişmesiz yargı işlerine" şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır". şeklinde düzenlenmiştir.
TTK"nun 19.maddesinde "Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır" hükmü bulunmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olayda; dosya kapsamında yer alan kaçak tespit tutanakları,davacı hakkında tahakkuk ettirilen faturalar ve diğer bilgi ve belgeler incelendiğinde ,davacının abone grubunun ‘’ticarethane’’ olarak belirtildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece her ne kadar,davacının gerçek kişi olması ve davaya konu uyuşmazlığın mutlak ticari davalar arasında sayılmaması nedeniyle davalının görev itirazı reddedilmiş ise de,yukarıda ifade edilen belgeler de dikkate alındığında,davaya konu uyuşmazlıkta genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olup olmadığı hususuna ilişkin olarak yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar da dikkate alınmak suretiyle davaya konu edilen uyuşmazlık yönünden genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olup olmadığına ilişkin daha kapsamlı şekilde inceleme ve araştırma yapılması gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.