3. Hukuk Dairesi 2015/16909 E. , 2017/3335 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı , davalı ile boşandıklarını, davalının 03/07/2008 tarihinde iki mehir senedi ile mehir bedeli olarak 20.000.00.- TL nakit ve bir kısmı da ziynet ve çeyiz eşyası olarak toplamda 45.220.TL"yi tanıklar huzurunda borçlandığını; ödeme yapmadığını, tahsili için icra takibi yapıldığını, itiraz ile durduğunu ileri sürerek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
Davalı , davacının kendisine ait olan tüm eşyalarını aldığını, ziynetleri yanında götürdüğünü belirterek, davanın reddini istemiştir .
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, takibin 26.466.00.- TL asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile takibin devamına, bu alacağa takip tarihinden yasal faiz uygulanmasına, likit olmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir .
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-TMK"nun 6.maddesi hükmü uyarınca;Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Somut olayda; Adana"da yaşayan tarafların davacının ailesinin yaşadığı Konya"ya Bayram ziyareti için gittikleri, davalının, eşi davacıyı Konya"da bırakarak Adana"ya döndüğü , tarafların bu şekilde ayrıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mehir senedinde yeralan ev eşyalarının davacı tarafından evden götürüldüğü konusundaki ispat yükü davalıya aittir .
Ancak, mehir senedinde yeralan ve beyaz eşya, mobilya gibi eşyalardan oluşan , bilirkişi tarafından 9.385.00.- TL değer biçilen eşyaların evden ayrılış şekli itibari ile davacı tarafından götürüldüğü davalı tarafından ispatlanamamıştır . Mahkemece bu eşyaların değeri yönünden de talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bu eşyalar yönünden talebin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte yazılı nedenlerle davalının tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı nedenler ile hükmün davacı yararına HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.