Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/804 Esas 2019/2150 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ:İş Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
Asıl ve birleşen dava bakımından; Davacılar, murisine ait usulsüz meslek odası üyeliği gerekçe gösterilip emekliliğini ve yaşlılık aylığının iptal eden Kurum işleminin iptaline, yeniden yaşlılık aylığı bağlanmasına, murisin ölüm tarihinden itibaren hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
KARAR
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacılar vekilleri ile davalı kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, dava devam ederken ölen davacının oda kaydının usulsüz olduğu iddiası nedeniyle Bağ-Kur hizmetinin iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali ile yeniden yaşlılık aylığı bağlanması ve emekliliğe ilişkin tüm sosyal özlük haklarının yeniden tesisi istemine ilişkindir. Dairemizin bozma ilamı sonrası birleşen dava ise; bir kısım davacıların muris ..." un ölüm tarihinden itibaren ölüm aylığına hak kazandıklarının tespiti ile ödenmeyen aylıklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde " ASIL VE BİRLEŞEN DAVANIN KABULÜ ile;
1-Asıl dava yönünden Davalı Kurum tarafından muris ... (...) hakkında konu edilen yaşlılık aylığının iptaline konu işlemin İPTALİ ile murise 01.01.2001 tarihi itibarıyla tahsis edilen yaşlılık aylığı nazara alınarak davacı hak sahiplerine murisin ölüm tarihine (03/09/2009) kadar ödenmeyen yaşlılık aylıklarının yasal faiziyle birlikte davalı kurumca ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE,
2-Birleşen dava yönünden Muris sigortalı ..."un (...) davacı hak sahiplerine murisin ölüm tarihini (03/09/2009) takip eden aybaşı itibarıyla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ölüm aylığı tahsisine, ödenmeyen ölüm aylıklarının yasal faizi ile birlikte davalı kurumca ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE" karar verilmiştir.Davacılar murisinin ölüm tarihi 01.10.2008 tarihi sonrası ( 03/09/2009 ) olduğundan ölüm aylığı talebine ilişkin davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanun" un 34. maddesidir.
Somut olayda, birleşen davadaki davacılar yönünden hangi hak sahibine ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin ayrı ayrı tespit edilmemesi hatalıdır.
Yapılacak iş, birleşen dava davacılarından her bir hak sahibi için ölüm aylığı koşullarının oluşup oluşmadığını 5510 sayılı kanun 34. maddesini de dikkate alarak araştırıp sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Kabule göre de, asıl dava ile birleşen davanın iki ayrı dava olduğu göz önünde bulundurularak her iki dava açısından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken sadece birleşen dava açısından tek bir vekalet ücretine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacı ve davalı kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 19/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.