Esas No: 2017/2933
Karar No: 2020/914
Karar Tarihi: 18.11.2020
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2933 Esas 2020/914 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 17. İş Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili 09.09.2014 harç tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin 02.05.1977 olduğunu, 05.03.1988 tarihinde Alman makamları tarafından primlerinin kendisine ödendiğini, 14.08.2014 tarihinde sigorta başlangıç tarihinin 02.05.1977 kabul edilerek kendisine yaşlılık aylığı bağlanması için Kuruma müracaat ettiğini ancak Alman Rant Sigortasındaki primlerini geri aldığı gerekçesi ile talebinin reddedildiğini ileri sürerek, Alman Rant Sigortasına giriş tarihi olan 02.05.1977 tarihinin Türkiye"de hizmet başlangıcı olduğunun ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... (SGK/Kurum) vekili 23.12.2014 havale tarihli dilekçesinde; Kurum işleminin yerinde ve mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararı:
6. Ankara 17. İş Mahkemesinin 13.05.2015 tarihli ve 2014/1332 E.-2015/347 K. sayılı kararı ile; davacının Almanya"da ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığı 02.05.1977 tarihinin Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik Konusunda Sözleşmenin (Sözleşme) 29. maddesinin dördüncü fıkrası ve 6552 sayılı Kanun"un 29. maddesi ile eklenen 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun (3201 sayılı Kanun)’un 5. maddesinin beşinci fıkrası hükmü ve Hukuk Genel Kurulu kararı ile yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca Türkiye"de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi ve bu kabule göre de tahsis talebini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Ankara 17. İş Mahkemesinin bu kararı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
8. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 19.11.2015 tarihli ve 2015/12989 E., 2015/20652 K. sayılı kararı ile, “….1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 02.05.1977 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü ile davacının 01.09.2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 05.05.1960 doğumlu ve Türk vatandaşı olan davacının 05.05.1978-28.02.1986 tarihleri arasındaki 2816 günlük süreyi borçlanarak bedelini ödediği, 01.02.2012 tarihinden itibaren ülkemizde 4/1-a bendi kapsamında sigortalı tescilinin ve 2012 yılında 330 gün, 2013 yılında 360 gün çalışmasının bulunduğu, kısmi aylık için gerekli olan 3600 gün prim koşulunun 04.04.2014 tarihinde 94 günlük çalışma ile oluştuğu, 506 sayılı Kanun"un 81/C-bd alt bendine göre aylık koşullarını 24.05.2011 tarihinden sonra yerine getiren kadınların 58 yaşa tabi olduğu, davacının 58 yaşını 05.05.2018 tarihinde tamamladığı ve tahsis talep tarihi olan 14.08.2014 tarihinde 54 yaşını ikmal ettiği ve böylece davacının yaşlılık aylığı koşullarına sahip olmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yukarıda yer alan maddi ve hukuki olgular gözetilerek davanın kısmen kabulü ile sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti isteminin kabulüne, yaşlılık aylığı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde davanın tümden kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Ankara 17. İş Mahkemesinin 09.05.2016 tarihli ve 2015/539 E.- 2016/205 K. sayılı kararı ile; Kurumu bağlamamak kaydı ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yazılan müzekkereye verilen 13.06.2016 tarihli cevabi yazıda, sigorta başlangıç tarihinin 02.05.1977 olması hâlinde 50 yaşın doldurulması ve 3600 prim gün sayısı şartının yerine getirilmesi gerektiği, sigortalının 50 yaşını 05.05.2010; 3600 prim gün sayısını 04.04.2014 tarihinde tamamlaması nedeni ile bu tarihten itibaren yaşlılık aylığına hak kazanacağının belirtildiği, davada 506 sayılı Kanun"un Geçici 81/C-bd maddesinin uygulanma yeri bulunmadığı, değerlendirmenin 4759 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce yürürlükte bulunan Geçici 81. maddesinin (A) bendine göre yapılması gerektiği, sigorta başlangıç tarihi 02.05.1977 olan davacının 01.01.2000 tarihinde kadar sigortalılık süresinin 22 yıl 7 ay 22 gün olduğu, bu nedenle tahsis talep tarihinde 50 yaşını geçen ve 3600 prim gün sayısını dolduran davacıya 01.09.2014 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği, Kurum yazısının bunu doğrular nitelikte olduğu gerekçesi ile önceki hükümde direnilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının 14.08.2014 tarihli tahsis talebine göre yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında öncelikle hükmün Özel Dairece bozulmasından sonra, mahkemece bilirkişi raporu, gerekçeli karar ve bozma ilamı eklenerek davacının yaşlılık aylığına hangi tarihte hak kazanacağının Kurumu bağlamamak kaydı ile bildirilmesi için Sosyal Güvenlik Kurumuna yazılan müzekkere cevabına da gerekçede dayanılarak direnme kararı verilmiş olduğu dikkate alındığında; direnme adı altındaki kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; burada varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Özel Dairece mi yoksa Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
13. Hukuk Genel Kurulunca müzekkere cevabının bağlayıcı olmadığı, Özel Daire bozma kararının da araştırmaya yönelik olmadığı, bu nedenle de ön sorun bulunmadığı oy birliği ile kabul edilerek esasın incelenmesine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
14. Uyuşmazlığın kaynağını 25.08.1999 tarihli olup 08.09.1999 tarihli ve 23810 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4447 sayılı Kanun ile eklenen, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve sonrasında 4759 sayılı Kanun ile bir bölümü değişikliğe uğrayan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun Geçici 81. maddesi oluşturmaktadır.
15. Anılan madde uyarınca yaşlılık aylığı bağlama koşulları 4447 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 08.09.1999 ve 4759 sayılı Kanun’un kabul edildiği 23/05/2002 tarihindeki “sigortalılık süresi”nin “kaç yıl” olduğu dikkate alınarak belirlenmektedir.
16. Buna göre, maddenin (A) bendi uyarınca 08.09.1999 tarihinde sigortalılık süresi 18 yıl ve daha fazla olan kadınlar ve sigortalılık süresi 23 yıl ve daha fazla olan erkekler hakkında, 4447 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümler uygulanacaktır.
17. 506 sayılı Kanun’un 4447 ve 4759 sayılı Kanun değişikliğinden önceki 60.maddesinin (A) bendinin (b) bendinde kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş olması, 15 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 3600 gün malüllülk, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olması gerektiği hükme bağlanmıştır.
18. 506 sayılı Kanun’un Geçici 81. maddenin (B) bendi uyarınca uyarınca; 23.05.2002 tarihinde; sigortalılık süresi 18 yıldan fazla olan kadınlar 20 yıllık sigortalılık süresini ve 40 yaşını doldurmaları, sigortalılık süresi 23 yıldan fazla olan erkekler 25 yıllık sigortalılık süresini ve 44 yaşını doldurmaları ve en az 5000 gün; sigortalılık süresi 2 yıl 8 ay 15 günden fazla, 3 yıldan az olan kadınlar 20 yıllık sigortalılık süresini ve 56 yaşını doldurmaları ve en az 5975 gün, sigortalılık süresi 2 yıl 8 ay 15 günden fazla, 3 yıl 6 aydan az olan erkekler 25 yıllık sigortalılık süresini ve 58 yaşını doldurmaları ve en az 5975 gün prim sayısına sahip olmaları halinde malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunmaları şartı ile yaşlılık aylığından yararlanabileceklerdir.
19. Geçici 81. maddenin C/a bendine göre ise, 23.05.2002 tarihinde 15 yıllık sigortalılık süresini kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanacaktır.
Geçici 81. maddenin C/b bendi uyarınca ise;
“23.05.2002 tarihinde Geçici 81. maddenin C/a bendinde belirtilen şartları yerine getiremeyenlerden bu şartları,
ba) 24.05.2002 ile 23.05.2005 tarihleri arasında yerine getirenler kadın 52, erkek ise 56 yaşını doldurmuş olmaları;
bb) 24.05.2005 ile 23.05.2008 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 54, erkek ise 57 yaşını doldurmuş olmaları;
bc) 24.05.2008 ile 23.05.2011 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 56, erkek ise 58 yaşını doldurmuş olmaları;
bd) 24.05.2011 tarihinden sonra yerine getiren kadınla 58,…yaşını doldurmuş olmaları” şartı ile yaşlılık aylığından yararlanabileceklerdir.
20. Görüldüğü üzere Geçici 81. madde ile yaşlılık aylığı bağlanmasında kademeli bir geçiş düzenlenmiştir. 4447 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 08.09.1999 tarihinden önce yaşlılık aylığına hak kazananlar yönünden ise herhangi bir değişiklik yapılmamış 4447 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümlere atıfta bulunulmuştur.
21. 2002 yılından sonra sigortalı olanlar yönünden ise; 4759 sayılı Kanun ile değişik 506 sayılı Kanunun 60/A maddesinde yaşlılık aylığından yararlanabilmek için, kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmak ve en az 7000 gün veya kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmak, 25 yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 4500 gün sigortalılık malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartı öngörülmektedir.
22. Yaşlılık aylığı tahsis koşullarındaki bu kademeli geçiş nedeniyle 1999 ve 2002 yılları itibariyle belirlenecek sigortalılık süresi, yaşlılık aylığına hak kazanabilmek için aranacak yaş şartı yönünden anahtar rol üstlenmektedir.
23. Konuyla ilgisi bakımından “Sigortalılık süresi” kavramına da değinmekte yarar vardır. “Sigortalılık süresi”, 506 Sayılı Kanun’un 108. maddesinde uzun vadeli sigorta kolları açısından tanımlanmıştır.
24. Bu maddeye göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu Kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir. Tahsis işlerinde nazara alınan sigortalılık süreleri, bu sürenin başlangıç tarihi ile sigortalının tahsis yapılması için yazılı istekte bulunduğu tarih arasında geçen süredir.
25. Somut olayda, davacının 05.05.1960 doğumlu olduğu, 16.08.2012 tarihli ve 078945 varide numarası ile Kurum kayıtlarına giren yurtdışı hizmetleri borçlanma dilekçesi ile Almanya’da geçen ve 02.05.1977 tarihinde başlayan sigortalı hizmetlerini 3201 sayılı Kanun’a göre borçlandığı, 2816 günlük yurtdışı hizmet süresine ait borcu 11.02.2013 tarihinde ödediği, Türkiye’de 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a maddesi kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başladığı, 2012 yılında 330 gün, 2013 yılında 360 gün çalışması bulunduğu, 3600 prim gün sayısını 2014 yılındaki 94 günlük çalışması ile 04.04.2014 tarihinde doldurduğu, 14.08.2014 tarihli tahsis talebinin 20.08.2014 tarihli ve 11532779 sayılı Kurum işlemi ile reddedildiği görülmüştür.
26. Yukarıda yapılan açıklamalar ile somut olaya ilişkin maddi ve hukuki olgulara göre; davacının sigorta başlangıç tarihinin Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 29.maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne göre belirleneceği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
27. Bu durumda 506 sayılı Kanun’un Geçici 81. maddesinin (A) bendi, 4447 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 08.09.1999 tarihinden önce yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazananlar ile kadınlar yönünden sigortalılık süresi 18 yıl ve daha fazla olanlara kanunun yürürlük tarihinden önce yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanacağını hükme bağladığından, davacının durumunun öncelikle (A) bendi kapsamında incelenerek anılan hükümde başkaca bir şart öngörülmediğinden sadece 18 yıl veya daha fazla sigortalılık süresinin dolup dolmadığına bakılması gerektiği, davacının 08.09.1999 tarihine kadar sigortalılık süresinin 18 yıldan fazla olduğu, bu nedenle 506 sayılı Kanun’un 60. maddesinin değişiklikten önceki hükmüne göre yaşlılık aylığı için 50 yaşını doldurmak, 15 yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün prim ödemiş olmak şartlarına tabi olduğu, tahsis talep tarihi olan 14.08.2014 tarihi itibariyle bu şartların hepsini yerine getirdiği ve yaşlılık aylığı bağlanma koşullarının oluştuğu sonucuna varılmıştır.
28. Hâl böyle olunca 506 sayılı Kanun’un Geçici 81. maddesinin (A) bendine göre değerlendirme yapılarak davacının yaşlılık aylığına hak kazandığı yönünde verilen direnme kararı usul ve yasaya uygundur.
29.O hâlde direnme kararı onanmalıdır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı ... Kurulu Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının ONANMASINA,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.11.2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.