11. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4182 Karar No: 2016/5019 Karar Tarihi: 04.05.2016
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/4182 Esas 2016/5019 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2016/4182 E. , 2016/5019 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ..... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22.10.2015 tarih ve 2015/366-2015/563 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, Almanya Hamm Yüksek Eyalet Mahkemesi tarafından verilen 17.11.2009 tarih ve I-27 U 54/09 sayılı kararın kesinleştiğini ileri sürerek, bu kararın ve yargılama masraflarına dair masraf tespit kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yabancı mahkeme kararının icra kabiliyetine haiz ve infazı sağlayacak açıklıkta olmadığını, tenfiz şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, MÖHUK"un 54. maddesinde düzenlenen tenfiz şartlarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar vermiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, İstinaf Mahkemesine (Hamm Yüksek Eyalet (İstinaf) Mahkemesi) ait tenfizi istenen kararda, ilk derece mahkemesinin (Hagen Eyatet Mahkemesi) kararının kaldırılmasına gerek olmaksızın başka bir anlatımla ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunmakla birlikte kararda mevcut bir eksikliğin tamamlanması ile yetinilmesine karar verilerek faize ilişkin ilk derece mahkemesi kararında düzeltme yapılmıştır. Bu bağlamda somut olaya bakıldığında, tenfizi gereken kararın ilk derece mahkemesinin kararı olup olmadığı, ilk derece mahkemesi kararının tenfizine karar verilip verilmediği hususu belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, böyle bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.