12. Ceza Dairesi 2018/1972 E. , 2018/5463 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeni ile tazminat
Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 16.244,66TL maddi, 20.000,00 manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında "koruma tedbirleri nedeniyle tazminat" yerine "yakalama veya tutuklama sonrası kyo veya beraat kararı verilmesi halinde tazminat" ibaresine yer verilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı, olarak kabul edilmiştir.
Davacı lehine tayin olunan maddi ve manevi tazminat miktarlarının toplamı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin üçüncü kısmında yer verilen oranlar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, bu miktarın altında kalacak şekilde maktu vekalet ücretine hükmolunması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Tazminat davasının kararın kesinleşmesinden itibaren açılmasını öngören CMK"nın 142/1. maddesi, tazminat istemeye hak sahibi olan kimsenin soruşturma ve kovuşturmanın akıbetini ve kesin sonuca bağlanışını takip ederek dava hakkını gecikmeden kullanması öngörülerek düzenlenmiştir. Dava açma süresi en fazla kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süreye bağlanmıştır. İncelenen dosya kapsamına göre, dava açıldığında ve hüküm kurulduğunda henüz dava açma süresi başlamamış ise de, hükümden sonra tazminat davasına konu dayanak kararın kesinleşmiş olabileceği hususu dikkate alınarak, dava dilekçesinde, davacının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu 2013/24880 soruşturma sayılı dosyası kapsamında gözaltına alındığı belirtilmekle bahse konu soruşturma sonucunda ne karar verildiği, verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği ve soruşturma aşamasında tefrik kararı verilip verilmediği, tefrik kararı verilmiş olması halinde neticesi, ayrıca davacı hakkındaki tazminat davasına esas yapılan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu 2014/44344 soruşturma sayılı dosyası üzerinde verilen 07/04/2014 tarihli ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılıp, kesinleşmiş olması halinde kesinleşme tarihi tespit edilerek, tazminat isteme koşullarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında davacının gözaltında kalıp kalmadığı araştırılarak yakalama ve gözaltına ilişkin belge ve tutanakların aslı ya da onaylı birer suretinin de dosya arasına alınmaması,
Kabule göre;
1- Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, ceza infaz kurumunda fazladan kaldığı süre, olayın cereyan tarzı ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar yasal faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda çok fazla manevi tazminata hükmolunması,
2- Dava dilekçesinde açıkça yasal faiz talep edilmediği ve sonradan da "ıslah" suretiyle bu hususta sözlü veya yazılı talepte bulunulmadığı dikkate alınmadan, kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına 20/12/2013 tarihinden itibaren yasal faize hükmolunması,
3- Davacının, gözaltına alındığı ve tutuklandığı dönem içerisinde vergi mükellefi olarak işlettiği işyerlerinin faaliyetlerinin devam edip etmediği araştırılıp işyerlerine ait işletme defteri ile benzeri kayıt ve belgelerin sözkonusu işyeri ve vergi dairesi müdürlüğünden getirtilerek konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle, davacı hakkında koruma tedbiri uygulanan dönemde, davacının kendi adına vergi mükellefi olarak işlettiği işyerlerinde, maddi zarar olup olmadığı araştırılıp, maddi zararın belirlenmesi, maddi zararın belgelendirilememesi durumunda ise geçerli olan net asgari ücret üzerinden kesinti yapmadan hesaplanacak miktarın maddi tazminat olarak tayini gerekirken, bu hususları yeterince irdelemeyen bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi,
4- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 14/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.