Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2014/9182 Esas 2014/10489 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/9182
Karar No: 2014/10489
Karar Tarihi: 29.05.2014

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2014/9182 Esas 2014/10489 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Edirne 4. Asliye Ceza Mahkemesi, 2012 yılında sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan karar verdi. Ancak tebligat usulsüzlüğü gerekçesiyle karar bozuldu. Sanık ve diğer tanıkların ifadelerine göre çekle ilgili işlem yapmayan sanık, çeki H.K.'den alan Ş.U.'nun hukuki durumu ve çekteki imzaların sahte olup olmadığı belirlemek için bilirkişi raporu alınması gerektiği belirtildi. Kararda Tebligat Yasası'nın 10., 21/2. ve 21. maddeleri açıklanarak, usulsüz tebligatın kabul edilemeyeceği, bilinen son adresin tebliğ yapılamaması durumunda adres kayıt sisteminde bulunan adresin kullanılacağı ve tebliğ memurunun ihbarnamede yer almayan şeyler teslim edemeyeceği belirtildi.
11. Ceza Dairesi         2014/9182 E.  ,  2014/10489 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 11 - 2013/21314
    MAHKEMESİ : Edirne 4. Asliye Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 02/10/2012
    NUMARASI : 2009/50 (E) ve 2012/480 (K)
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

    19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle Tebligat Kanununun 10. maddesinde “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. (Ek fıkra: 11.01.2011 - 6099 S.K./3.mad.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligatın buraya yapılacağı aynı Kanunun 21/2. maddesine göre (Ek Fıkra: 11.01.2011 - 6099 S.K./5. mad.) gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükümleri gözetildiğinde,
    Yoklukta verilen kararın, sanığın merniste kayıtlı olduğu tespit edilen adresine tebliğe çıkarıldığı, sanığın adresinden ayrıldığı ve yeni adresi de bilinemediğinden bahisle Tebligat Yasasının 21/2. maddesine göre 27.11.2012 günü tebligat yapıldığı belirtilmiş ise de, tebliğ evrakının o yerin muhtarına teslim edildiğini ihtiva eden ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığına dair herhangi bir şerhin tebligat parçasında yer almaması nedeniyle Tebligat Yasasının 21. maddesine göre yapılan tebligat usulsüz olup 14.12.2012 tarihinde usulüne uygun olarak yapılan tebliğ işlemiyle sanığın kararı tebellüğ ettiği, 21.12.2012 havale tarihli temyizin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede gereği görüşüldü;
    Tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık hakkında TCK"nun 58. maddesinin uygulanmaması isabetsizliği karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Sanığın tüm aşamalarda sahtecilik yapmadığını, suça konu çekle ilgisinin olmadığını savunması, hakkında beraat kararı verilen G.. K.."in de çekle ilgisinin bulunmadığını beyan etmesi, tanık H.. K.."in ise, tüm aşamalarda sanıkla ortak iş yeri açtıklarını, işyerinin elektrik işini Ş. U."ya yaptırdıklarını, bunun karşılığı olarak sanığın kendisine suça konu çeki gönderdiğini, çeki ciro edip Ş.U."ya verdiğini belirtmesi, ancak H.. K.."in sanığın çeki nereden ve kimin aracılığıyla gönderdiğine dair çelişkili anlatımlarda bulunması, sahtecilik yapılan çekin tanık H.. K.. tarafından “A.K.” adıyla ciro yapılıp Ş. U.ya verilmesi, menfaat temin eden kişinin H.. K.. olması, çekte sanık adına ciro ya da başka bir kaydın yer almaması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi bakımından, çekte 3. ciranta olan Ş.U."nın hangi hukuki ilişkiye istinaden çeki H.. K.."den aldığının, suç tarihinde H.. K.. ile sanık arasında ortaklık bulunup bulunup bulunmadığının sorulması, çekin ön yüzündeki yazı ve imza ile arka yüzündeki birinci ciranta yazı ve imzasının tanık H.. K.."in ve sanığın eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.