13. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/3923 Karar No: 2019/8814 Karar Tarihi: 25.09.2019
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2019/3923 Esas 2019/8814 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2019/3923 E. , 2019/8814 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı ile davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı ile aralarındaki kredi sözleşmesi gereğince davalının geri ödemeleri zamanında yapmaması üzerine hesabının kat edildiğini, ihtarda belirtilen taksitlerin belirtilen süre içinde ödenmediğini bu nedenle davalı hakkında takip başlattıklarını ileri sürerek davalının takibe vaki itirazının iptaline, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya herhangi bir cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile taraflar arasındaki ... 9.İcra 2014/14887 sayılı icra takibinde 1.427,24 TL asıl alacak ve 17,22 TL akdi işlemiş faiz 4,00 TL ihtar gideri miktarları ile davalı borçlu itirazının iptaline ve takibin devamına, davacının fazla miktar ve taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununa dayanılarak, kullandırılan kredinin faiz ve giderleriyle birlikte iadesi amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. İhtar tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanununun 28. maddesi gereği, kredi verenin sözleşmeden dönerek kullandırılan kredinin iadesini talep edebilmesi için kredi sözleşmesinin belirli süreli olup sözleşmede borcun tamamının ifasını talep etme hakkının saklı tutulması, kredi verence üzerine düşen tüm edimlerin yerine getirilmesine rağmen tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi ve tüketiciye en az 30 gün süre verilerek muacceliyet uyarısında bulunulması gerekir. Somut olayda, mahkemece 6502 Sayılı Kanununun 28.maddesi kapsamında davalıya en az 30 günlük süre verilerek muacelliyet uyarına dair davacı iddiasının aksine, temerrüdü doğrulayan belge olmadığı gerekçesiyle icra takibine kadar davalının 4 taksit toplamından sorumlu olduğunun kabulüyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar temerrüdü doğrulayan belge olmadığına ilişkin gerekçe oluşturulmuşsa da dosya içinde mevcut PTT sorgulama ekranından alınan gönderi takip bilgisinde 17.09.2014 tarihli (6502 sayılı Kanununun 28. maddesine göre usulüne uygun hazırlanan) ihtarnamenin davalıya 22.09.2014 tarihinde bizzat teslim edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşıldığına göre eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 24,38 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.