11. Hukuk Dairesi 2015/9123 E. , 2016/5008 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 12/03/2015 tarih ve 2014/455-2015/209 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 1 adet film makinesi ve 1 adet banyo makinesi için davalı ... şirketine Elektronik Cihaz sigorta poliçesi yaptırdığını, ayrıca Tüm İşyeri sigorta poliçesi altında işyeri poliçesi bulunduğunu, 09.09.2009 günü müvekkili şirketin işyerinin bulunduğu mevkide sel baskını gerçekleştiğini, poliçeler ile teminat altına alınan makineler ve işyerinde bulunan eşyaların kullanılamaz hale geldiğini, müvekkili şirketin işbu felaket nedeni ile iş yapamaz hale geldiğini ve kazanç kaybına uğradığını, zararlarının tazmini için davalıdan olumlu bir cevap alınamadığını, ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL tazminatın ve 10.00 TL kazanç kaybının rizikonun gerçekleştiği 09.09.2009 tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsilini talep ve dava etmiş, 08.08.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 62.891 TL" nin tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, işyeri sigortası poliçesi bakımından sel felakatinin teminat dışı olduğu, diğer poliçeler yönünden ise riziko adresinden farklı adreste hasar gerçekleştiğinden teminat harici olduğunu, miktarın fahiş olduğunu, dava öncesi temerrüt durumunun bulunmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve uyulan bozma ilamı doğrultusunda, .poliçe tanzim ve riziko tarihi itibariyle meriyette olan 6762 sayılı TTK 1270-3 bendi gereği mezkur poliçe ön yüzünde sigortalı ifadesi dışında ayrıca bu sözleşmenin de bir başkası nam ve hesabına açıkça yapıldığı, poliçede yer verilen şartlardan anlaşılmayan sigorta sözleşmesinin bunu yapmış olan kimsenin nam ve hesabına yapılmış sayılmasının somut olayının şartlarına uygun olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 52.891,10 TL alacağın davalıdan 09/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
(1) Dava, sigorta bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dairemiz bozma ilamında "..Davacı taraf, mahkemece hükme dayanak yapılan poliçenin sigorta ettireni olup poliçenin sigortalısı dava dışı ..."dir. Dosya içinde davacının bu poliçe nedeni ile talepte bulunmasına imkan verecek başkaca bilgi ve belgeye rastlanmamıştır. Bu husus, husumeti de etkileyeceğinden mahkemece davacının bu poliçe gereğince talepte bulunup bulunamayacağı üzerinde durulup bilahare uyuşmazlığın esasına girilmek gerekirken, bu hususta herhangi bir gerekçeye de yer verilmeden yazılı şekilde karar verilmesi" gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda dava kısmen kabul edilmiştir.
Ancak, Dairemiz bozma ilamında da belirtildiği üzere, mezkur sigorta poliçesinde sigorta ettiren davacı, sigortalı ise dava dışı .... olduğuna göre, mahkemenin 6762 sayılı TTK"nın 1270-3. maddesi gereğince mukavelenin diğer bir kimsenin nam ve hesabına yapıldığının mukavele şartlarından anlaşılmadığı ve bu sebeple sözleşmenin bunu yapmış olan kimsenin nam ve hesabına yapılmış sayılacağı gerekçesi kabul edilemez. Bu itibarla, mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda davacının aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda bir değerlendirme yapılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmekte olup, somut olaya uygulanma imkanı bulunmayan 6762 sayılı TTK"nın 1270-3. maddesi hükmü nazara alınarak davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü doğru görülmemiş, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
(2) Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, (2) Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.