3. Ceza Dairesi Esas No: 2017/1508 Karar No: 2017/12781 Karar Tarihi: 12.10.2017
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2017/1508 Esas 2017/12781 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2017/1508 E. , 2017/12781 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) ila ağır (6) derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK"nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla (1/2) oranında artırılmasının öngörülmüş olması karşısında, mağdur hakkında Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Araştırma ve Uygulama Hastanesinin 10.07.2014 tarihli adli raporunda, vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1.) derece olduğunun belirtilmesine rağmen, TCK"nin 3. maddesine göre orantılılık ilkesine aykırı olarak sanığın cezasında (1/3) oranında artırım yapılması suretiyle fazla ceza tayini, 2) Suç tarihinde 18 yaşından küçük olduğu anlaşılan ve adli sicil kaydında hapis cezasına mahkumiyeti bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı TCK"nin 50/3. Madde hükmü uyarınca birinci fıkrada yazılı adli para cezası haricindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi, 3) Sanığın soruşturma aşamasındaki savunmasında, mağdurun kendisine küfür ettiğini, kulağına yumrukla vurduğunu, ayrıca kendini koruduğu esnada koluna da yumrukla vurduğunu belirttiği, dosya kapsamında yargılanan diğer suça sürüklenen çocukların da beyanının bu doğrultuda olduğu, alınan doktor raporunda, sağ kulak ve sol ön kolda hassasiyetin mevcut olduğu, mağdurun kovuşturma aşamasında suça sürüklenen çocuğa vurmuş olabileceğini belirttiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.10.2002 tarihli esas 2002/4-238-2002/367 sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiğinin araştırılması, bu hususun tespit edilememesi durumunda da suça sürüklenen çocuk lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesindeki haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, 4) Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk hakkında, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35/1. maddesi gereğince sosyal inceleme raporu aldırılmadan veya aynı maddenin 3. fıkrasına göre bu yönde inceleme yaptırılmamasının gerekçesi kararda gösterilmeden hüküm kurulması, 5) 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nin 231/8. maddesinde "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." şeklinde değişiklik yapılmış ise de; suç tarihinden sonra yapılan söz konusu değişikliğin sanık aleyhine olduğu ve değişiklik tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği gözetilmeden, yasal olmayan gerekçe ile suça sürüklenen çocuk hakkında daha öncesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olması nedeniyle koşulları bulunmadığından suça sürüklenen çocuk hakkında uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 12.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.