17. Ceza Dairesi 2017/3057 E. , 2017/16819 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık ... hakkında; İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 31/03/2015 tarihli kararı ile Gaziosmanpaşa 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 31/10/2014 tarihli eski hale getirme isteminin reddi kararının kaldırılmasına karar vermesi üzerine, Gaziosmanpaşa Asliye Ceza Mahkemesi"nin 25/05/2017 tarihli Yargıtay ilamında bahsedilen 30/04/2015 tarihli kararı ile infazın durdurulmasına karar verdiği, bu karara karşı bir itirazın sözkonusu olmadığı, 11/07/2016 tarihli bilirkişi raporuna göre, 11/03/2014 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edildiği belirtilen tebligat belgesindeki imzanın sanığa ait olmadığı, tebligatın usulsüz olması nedeniyle sanığın temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulu ile yapılan incelemede;
Sanık ... hakkında; Gerekçeli kararın sanığın MERNİS adresine, Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca tebliğ edildiği anlaşılmış ise de; 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre yokluğunda verilen kararın öncelikle sanığın 16/11/2011 tarihli ifadesinde bildirdiği bilinen son adresine tebliğe çıkartılması ancak 6099 sayılı Kanun"un 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligatın bu adrese yapılması gerekirken, doğrudan adres kayıt sistemindeki adresinde Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca yapılan karar tebliği geçersiz olduğu gibi, Çat İlçe Jandarma Komutanlığı"nın 25/04/2016 tarihli tutanağına göre, 07/04/2014 tarihinde tebligatı alan ..."ın sanık ile birlikte oturmadığı, yeğeni olmadığı, tanımadığı anlaşıldığından, tebligatın usulsüz olması nedeniyle sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu, temyiz isteminin reddine ilişkin 14.08.2014 tarihli ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede;
Hak yoksunluklarına hükmedilirken yanılgılı hüküm kurulmuş ise de, mahkumiyetin kanuni sonucu olarak infaz evresinde resen ve doğru olarak, TCK"nın 53. maddesinin 1 ila 3. fıkralarında öngörüldüğü biçimde uygulanması mümkün görüldüğünden ve Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Hüküm tarihine kadar yapılan yargılama gideri toplamı, 5271 sayılı CMK"nın 324/4. maddesine atıfta bulunan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20,00 TL"den az olduğu halde yargılama giderinin sanıklardan tahsiline karar verilmiş ise de, hüküm kesinleşinceye kadar yapılacak yargılama giderlerinin de toplam yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle hükmün kesinleştiği tarihte sanıklardan tahsili gereken yargılama giderinin yukarıda açıklanan terkin miktarından az olması halinde Devlet hazinesi üzerinde bırakılmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre, sanıklar ... ve ...’in temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 28.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.