Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekilinin itirazı üzerine mahkemece, icra takibinin iptaline karar verilmiş olup karar, alacaklı vekili tarafından delillerinin toplanmadan karar verildiği gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
Borçlu şirket yetkili temsilcisi Össs, temyiz sonrası, 13/10/2009 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Borçlu şirket yetkilisinin Alanya 4. Noterliğinin 08/05/2007 tarihli ve 9977 sayılı imza sirkülerinde, münferiden borçlu şirketi 3 yıllığına temsile yetkili olarak atandığı ve yetkilerinin kapsamında feragat yetkisinin olduğu anlaşılmıştır.
Davadan feragat, geniş kapsamlı bir beyan olup, HUMK"nun 95/1. maddesi gereğince kat"i bir hükmün hukuki neticelerini doğurur. Feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Feragat beyanı, etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile gösterir. Bu durumda icra mahkemesi kararının, borçlu şirket temsilcisinin feragati hakkında bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.(HGK"nun 20/09/1995 tarih, 1995/12-661E      -1995/763 K)
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz isteminin yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile feragat hakkında bir karar verilmek üzere mahkeme kararının İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22/03/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.