14. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/14246 Karar No: 2010/93 Karar Tarihi: 18.01.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2009/14246 Esas 2010/93 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2009/14246 E. , 2010/93 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.03.2007 gününde verilen dilekçe ile muarazanın men"i, tecavüzün önlenmesi, yed"in iadesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın idari iş mahiyetinde olduğu anlaşılmakla yargı yolu yokluğu nedeniyle dava dilekçesinin reddine dair verilen 20.11.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davanın ihbar edildiği Hazine ile olan kira sözleşmesine dayanarak davalıların kiralanan üzerinde üstün hak iddiasında bulunduklarını belirterek yaratılan muarazanın giderilmesi ile birlikte tazminat talep etmiştir. Davalı, kiralanan taşınmazın denizden doldurulduğunu ve sit alanı içerisinde kaldığını, Belediye Kanunu uyarınca tasarruf yetkisinin kendilerinde olduğunu, açılan davanın da idari yargı yerinde görülmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yargı yolu bakımından dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden; davacı ile kendisine dava ihbar olunan Hazine arasında kira sözleşmesi bulunduğu, davacının bu kira sözleşmesine dayanarak kiralananı kullanmakta olduğu anlaşılmaktadır. Kira sözleşmeleri, kiracıya kişisel hak sağlar ve kuşkusuz tarafları arasında hüküm ve sonuç meydana getirir. Kiralanan şey kiracıya teslim edilince, kiracı fer’i zilyet durumuna girer ve bu zilyetlik yasa tarafından korunur hale gelir (TMK. m.974,981,984). Dolayısıyla kiralanan, kiracıya teslim edilmiş ise (kiracı fer’i zilyet durumuna girmişse) kira sözleşmesine dayanarak kiralanana tecavüz eden üçüncü kişinin muarazası ve elatmasının önlenmesi dava yoluyla istenebilir. Özel Hukuk ilişkisinden kaynaklanan bu tür bir davanın görüleceği yer ise mahkemenin kabulünün aksine adli yargı yeridir. Mahkemece, çekişmenin esasının incelenerek bir hüküm kurulması yerine vasıflandırmada hataya düşülerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş olunması doğru değildir. Karar, açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.