17. Hukuk Dairesi 2016/1982 E. , 2018/11380 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 13/07/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalıların maliki ve sürücüsü oldukları araçta yolcu olarak bulunan davacıların çocukları Hasan"ın vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 10.000,00 TL maddi tazminat ile her bir davacı için 60.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin dava değerini davacı ... için 13.676,00 TL ve davacı ... için 15.548,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ... vekili; davalının aracın işleteni olmadığını, oto alım satımı yapan davalının söz konusu aracı 07/07/2011 tarihinde ..."ye sattığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı ... açısından açılan davanın reddine, diğer davalı açısından açılan davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 10.940,80 TL maddi, 5.000,00 TL manevi, davacı ... için 12.438,40 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın 13.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal
faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların fazlaya yönelik talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bent dışında sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucunda ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir.
Mahkemece davacıların desteğinin söz konusu araçta ücret vermeden parasız olarak taşındığı, dolayısıyla hatır taşımacılığı bulunduğundan dolayı hükmedilen tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak hüküm kurulmuşsa da kazada ölen davacılar desteğinin araçta hatır için taşındığına ilişkin itirazın yargılama aşamasında ileri sürülmemiş olmasına davalının hatır taşımasına ilişkin savunmasını yargılama boyunca ileri sürmemesi bakımından defi niteliğindeki bu savunmanın resen dikkate alınamayacağına
göre hesaplanan tazminattan resen %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nın 56.maddesindeki (818 sayılı BK"nın 47. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nın 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Belirtilen hususlar dikkate alındığında, olayın meydana geliş şekli, davacıların ölen oğullarının araçta yolcu olup kusursuz oluşu ve yaşı dikkate alındığında davacılar için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 28/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.