3. Hukuk Dairesi 2015/17794 E. , 2017/3279 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kusursuz sorumluluğa dayalı tazminat davasının asıl ve birleşen davanın mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçelerinde; 01/06/2003 tarihinde... önünden geçerken binadan sıva parçaları düşmesi sonucunda müvekkilinin yaralandığını, olayla ilgili olarak davalılar hakkında ...1. Sulh Ceza Mahkemesinde yargılama yapıldığını ve davalıların olayla ilgili sorumluluklarının bulunduğunun tespit edildiğini, olay nedeniyle müvekkilinde % 56 oranında iş gücü kaybı meydana geldiğini iddia ederek, oluşan maddi ve manevi zararının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir .
Davalılar vekili asıl ve birleşen davaya yönelik cevap dilekçelerinde davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş; sözkonusu karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir .
1-)Uyuşmazlık, bina malikinin kusursuz sorumluluğuna yönelik maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, kısa kararda; " asıl davanın ve birleştirilen davanın KABULÜNE,
Asıl dava için 105.572,33 TL, Birleşen dava için 19.992,64 TL toplam 125.564,97 TL alacağın kaza tarihi 01/06/2003 den itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte müteselsilen davalılardan alınıp, davacıya ödenmesine, ", karar verilmiş, gerekçeli kararda
ise;"... asıl davanın ve birleştirilen davanın kabulüne,Asıl dava için 105.572,33 TL, Birleşen dava için 19.992,64.TL toplam 125.564,97.TL alacağın ve asıl davada 10.000,00. TL manevi tazminatın kaza tarihi 01/06/2003 den itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte müteselsilen davalılardan alınıp, davacıya ödenmesine," ifadesi kullanılarak, kısa kararda tefhim edilen hükme ek olarak manevi tazminata ilişkin de hüküm kurulmuştur .
Gerekçeli kararda manevi tazminata da hükmolunduğu halde, kısa kararda bu hususta bir karar verilmediği anlaşılmıştır. Bu suretle, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki oluşturulduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.
Aynı yasanın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
“Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
Somut uyuşmazlıkta da; Temyiz edilen gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olması isabetsiz olup , bozmayı gerektirmiştir .
2-)Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, 2.bendde açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.