8. Ceza Dairesi Esas No: 2018/11118 Karar No: 2020/15431 Karar Tarihi: 10.09.2020
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/11118 Esas 2020/15431 Karar Sayılı İlamı
8. Ceza Dairesi 2018/11118 E. , 2020/15431 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde ise 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur. Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; olay günü Kayseri Talas Komando Caddesinde görevli trafik polis memurları tarafından yapılan rutin kontrollerde sanığın kullandığı aracın camlarının siyah filmle kaplı olduğunun görülmesi üzerine durdurulduğu, sanıktan ehliyet ve belgelerin istendiği, sanığın mağdur ... adına düzenlenmiş ve üzerinde fotoğraf ve soğuk mühür bulunmayan sürücü belgesini trafik polisi ekiplerine ibraz ettiği, trafik polisi ekiplerinin sürücü belgesinin sanığa ait olup olmadığını tespit etmeye çalıştıkları, sanığın ise ısrarla kimlik bilgilerini vermediği, araca yöneldiği, aracına binip hızla olay yerinden kaçmaya çalıştığı anlaşılan somut olayda; sanığın işlediği bir suç nedeni ile hakkında soruşturma yapılmadığı, sürücü belgesiz araç kullanmanın suç teşkil eden bir fiil değil, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 44/1-b. maddesinde düzenlenen idari para cezasını gerektiren kabahat niteliğinde olması, dosya içerisindeki tüm tutanakların gerçek kimlik bilgilerine göre tanzim edildiği ve sanığın başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK.nın 268. maddesinde düzenlenen "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun unsurlarının oluşmadığı, tutanakları gerçek kimlik bilgileri ile imzalayan sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40/1. maddesinde düzenlenen ve idari yaptırımı gerektiren "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" kabahatini oluşturduğu, ancak 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 20/2-c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden temyiz incelemesine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının konusu eylemin oluşturduğu kabahatin zamanaşımına uğraması nedeniyle 5326 sayılı Kanunun 20/2-c maddesi gözetilerek “İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA"", 10.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.