Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili, tüzel kişilere çıkartılacak tebligatta Tebligat Kanunu"nun 21.maddesinin uygulanmayacağını ileri sürerek usulsüz tebligat ve ödeme emrinin iptali ile 7.7.2009 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece,usulsüz tebligata ilişkin olarak  şirket yetkilisinin tevziat saatlerinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin araştırılmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne, ödeme emrinin iptaline ilişkin talebin reddine  karar verilmiştir.
Hükmi şahıslar adına ve adı geçenin ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 Sayılı Tebligat Kanunun 21.maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun Tüzüğün 28.maddesindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedenini araştırması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tesbit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz.
Borçlu vekilinin, tebligat çıkarılan adrese yönelik bir şikayetinin olmadığı, tebligatın da doğru adrese ve usulüne uygun olarak yapıldığı anlaşıldığına göre, şikayetin reddi yerine kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir.   
SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22/03/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.